19 Mart 2020 Perşembe

OKULDA ÖĞRENCİLERİN ÖĞRENME STİLLERİNİN BELİRLENMESİ



   Okulda öğrenme stilleriyle ilgili olarak yapılması gereken, öncelikle öğrencilerin öğrenme stilleri ile ilgili bilgilerin toplanmasıdır. Bunun için yukarıda açıkladığımız dört alanla ilgili özellikleri kapsayan bir kontrol listesi hazırlanabilir. Daha sonra da bu kontrol listesi kullanılarak her bir öğrencinin “öğrenme stili yapısı" çıkarılabilir. Toplanan bu bilgilerden öğrencilerin öğrenmeleri amacına dönük olarak hem öğrenciler hem de öğretmenler yararlanabilirler. Öncelikle öğrenciler kendi öğrenme stillerini tanırlar. Ders çalışma ve öğrenme etkinliklerini bunlara göre düzenleyip gerçekleştirebilirler. Öte yandan, öğretmenler de öğrencilerinin gerek sınıf içi gerekse sınıf dışı öğrenme etkinliklerini öğrencilerinin öğrenme stillerine göre düzenleyebilirler. 
   Öğretmenler, öğretimi planlamada, eğitim ortamlarını düzenlemede, eğitim araçlarını seçmede, çalışma kümelerini oluşturmada, çalışma önerileri sunmada öğrencilerinin öğrenme stillerini göz önünde bulundurabilirler. Böylece, öğrencilerin öğrenmeleri kolaylaştırılabilir ve artırılabilir.

   Öğrenme Stratejileri
   Öğrenme stratejisi, bireyin kendi kendine öğrenmesini kolaylaştıran tekniklerin her biridir. Bu teknikler, öğrenen birey tarafından öğrenme sırasında bilgi işleme sürecini etkilemesi için kullanılan davranış ve düşünceleri kapsar. Öğrenme stratejileri ile öğrencinin kendini güdülemesi, yani bilgilerini seçmede, edinmede, düzenlemede ya da bütünleştirmede etkili yollar izlemesini sağlamak amaçlanır. Öğrenme stratejileri öğrencilerin kendi kendine öğrenmelerini sağlamaya dönük etkinlikleri kapsamasından dolayı da “öğrenci stratejileri” olarak adlandırılır. Öğrenme stratejileri öğrencilerin öğrenmelerini yalnız bilişsel yönden değil, duyuşsal yönden de etkileme amacını taşır. 

    Öğrenme stratejilerinin temel işlevi, öğrencilerin öğrenmelerini denetlemelerini ve yönlendirmelerini sağlamaktır. Öğrenciler, her öğrenme konusu ya da durumu için farklı öğrenme stratejileri kullanabilirler. Bu da öğrenme stratejilerinin çeşitlendirilebilir ve gerektiğinde değiştirilebilir nitelikte olduklarını gösterir. Değişik öğrenme stratejilerini kullanabilen ve yeni öğrenme stratejileri geliştirebilen öğrencilerin, kendi kendilerine ve etkili öğrenmeyi gerçekleştirebildiklerini söyleyebiliriz. Öğrenme stratejileri, öğrenme stilleriyle ilgili olduğu gibi, değişik biçimlerde sınıflandırılıp incelenmiştir.

    Biz anlamayı kolaylaştırmak için bunları beş grupta toplayabiliriz:
   Yineleme stratejileri, anlamlandırma stratejileri, örgütleme stratejileri, anlamayı izleme stratejileri ve duyuşsal stratejiler.

   1.Yineleme Stratejileri Yineleme stratejileri, öğrencilerin bilgiyi seçmelerini ve edinmelerini sağlayan stratejilerdir. Bu stratejilerde temel etkinlik zihinsel yinelemedir. Olduğu gibi hatırlanması istenen bilgilerin öğrenilmesinde bu stratejiler etkilidir. Yineleme stratejileri genellikle temel öğrenmeler için kullanılır.
   Örneğin, Akdeniz Bölgesinde yetişen tarım ürünlerinin neler olduğunu öğrenmek isteyen bir öğrenci, ürünlerin adlarını yineleyerek bunları ezbere sayabilir duruma gelir. Bir öğrenci, İngilizce sözcüklerin söyleyişlerini ya da yazılışlarını, Avrupa ülkelerinin başkentlerinin adlarını, bilgisayarda kopyalama işlemini, bir şiiri öğrenmek için yineleme stratejilerini kullanır. Öğrenciler ilköğretim okullarında temel öğrenmelere dönük yineleme stratejilerini ana sınıfında öğrenmeye başlarlar. Öğrenciler bu stratejileri 6-7 yaşlarında ancak kendilerine açık olarak öğretildiğinde ve söylendiğinde kullanırlar. 11-12 yaşlarından itibaren ise, öğrenciler bu stratejileri kendiliklerinden kullanma eğilimi gösterirler. Karmaşık öğrenmeler için farklı yineleme stratejileri kullanılır. Öğrenilecek gerecin bir metin olması durumunda, öğrenciler başlıca şu yineleme stratejilerinden yararlanabilirler:

  • Sesli okuma: Metni sesli olarak birkaç kez yineleme.  
  • Değiştirmeden yazma: Metni okuduktan sonra gerek duyulan bölümleri bir-kaç kez olduğu gibi yazma.
   • Aynı sözcüklerle not alma: Metnin kimi yerlerini aynı sözcükleri kullanarak kısa kısa yazma.
   • Satır altı çizme: Metindeki önemli sözcük, sözcük öbeği ve cümlelerin altlarını çizme.
  
    Bu stratejilerin uygulanmasında öğrenciler, yinelemeyi öğrenme sırasında etkin olarak söyleme, yazma ya da çalışılan gerecin kimi bölümlerini gösterme biçiminde yaparlar. Başka bir deyişle, öğrenciler böyle bir öğrenmede etkindirler. Bu da öğrencilerin ezberlemelerini ya da öğrenmelerini, bunun sonucu olarak da öğrendiklerini hatırlamalarını kolaylaştırır. Yineleme stratejileri öğrencilerin iki temel öğrenme özelliğini kazanmalarında etkilidir. Bu özellikler seçme ve edinmedir.      
   Seçme özelliği ile öğrenciler öğrenmeleri gereken önemli bilgileri seçebilirler. 
  Edinme özelliği ile öğrenciler yineleme yaparak önemli bilgileri öğrenebilirler. Ancak, bu tür öğrenmelerde yeni bilgilerle önceden öğrenilmiş bilgiler arasında ilişki kurma söz konusu olmadığından, bu stratejilerle kalıcı öğrenmeler sağlamak güçtür. Yineleme stratejileri, en çok, öğrenilecek gerecin daha ileri çalışmalar için kısa süreli belleğe geçmesini sağlar.

   2.Anlamlandırma Stratejileri
   Anlamlandırma stratejileri, bilgi birimleri arasında ilişki kurarak anlamlı öğrenmeyi sağlayan stratejilerdir. öğrenciler, bu stratejilerle, öğrenmeyi amaçladıkları yeni bilgiyi, daha önce öğrendikleri ve uzun süreli belleklerinde var olan bilgilerle bütünleştirerek, ona anlam yükleyerek öğrenirler. Bu ilişkilendirmeyi yaparlarken, öğrenciler anlamlandırmayı sağlayan zihinsel imgeler ya da sözel yapılar, cümleler kullanırlar.
 
   Temel öğrenmelerde öğrencilerin yararlanabilecekleri çeşitli anlamlandırma stratejileri vardır. Bunlardan “zihinsel imge oluşturma” ile “cümlede kullanma ”en yaygın stratejiler arasındadır.

   Zihinsel imge oluşturma: Bu stratejiden, özellikle çiftli çağrışım öğrenmesi, sıralı liste öğrenme ve serbest hatırlamalı liste öğrenme durumlarında yararlanılır. Örneğin, çiftli çağrışım öğrenmesinde, “kitap-çocuk” biçimindeki bir sözcük çiftini hatırlamayı amaçlayan bir öğrenci, zihninde kitap okuyan bir çocuk canlandırabilir. Böylece, öğrenci bu sözcük çiftini daha kolay hatırlayabilir ve öğrenebilir.

   Cümlede kullanma : Bu strateji, anahtar sözcük yöntemi ile birlikte yabancı dilde sözcük öğrenmede, çeşitli konularla ilgili kavram ve olguların öğrenilmesinde kullanılır. Örneğin, İngilizcedeki “car” (otomobil) sözcüğünü öğrenmek isteyen bir öğrenci, Türkçede ses benzerliği olan “kar” sözcüğünü anahtar sözcük olarak alıp bunları bir cümlede, söz gelimi “Karlı havada otomobil kullanmam.” cümlesi içinde kullanabilir. Öğrenci, “kar” sözcüğü “otomobil” sözcüğünü çağrıştırdığı için, daha sonra “kar” sözcüğünü duyduğu zaman “otomobil” sözcüğünü hatırlayabilir. İlköğretim okullarında öğrenciler, ana sınıfı ile ilk üç sınıfta kendileri zihinsel imge oluşturamazlar, yalnız öğretmenin önerdiği imgeleri kullanabilirler. Buna karşılık, daha üst sınıflarda öğrenciler kendileri zihinsel imge üretip kullanabilirler. Metinden öğrenme ya da karmaşık öğrenme durumlarında da öğrenciler tarafından çeşitli anlamlandırma stratejileri etkili olarak kullanılabilir.

   Bu stratejilerin başlıcalarını şöyle açıklayabiliriz:
   • Başka sözcüklerle anlatma: Metnin öğrencinin kendi sözcükleri ile ya da metindekinden farklı sözcüklerle anlatılması.
   • Özetleme: Metnin, anaçizgileriyle anlatılması. Özetlemede öğrenci, metindeki ana düşünceyi belirler, önemli düşüncelerle ayrıntıları ayırt eder, düşünceler arasında ilişkiler kurar ve onları kendi cümleleriyle anlatarak bütünleştirir.
   • Benzetim yaratma: Öğrenilecek bilginin önceden kazanılmış bilgilerle yapay benzerliklerinin kurulması. Öğrenci, kendisi benzetimler yaratarak ya da öğretmenin yarattığı benzetimleri kullanarak yeni bilgiyi anlamlı duruma getirir ve öğrenir. Örneğin, öğrenci insan zihninin işleyişini bilgisayarın işleyişine benzeterek öğrenebilir.
   • Üretici not alma: Metnin ana noktalarını bölümler arasındaki ilişkileri açıklayarak, bilgileri daha anlamlı ve kullanışlı biçime dönüştürerek yazma.
   • Soru yanıtlama: Metnin ana noktalarıyla ilgili öğrencinin kendisinin oluşturduğu ya da öğretmenin verdiği soruların karşılıklarını bulma.
   Anlamlandırma stratejilerinin temel işlevi, öğrencilerin öğrenilecek bilgi ile önceden öğrendikleri bilgileri ilişkilendirmelerini, bütünleştirmelerini sağlamaktır. Bu stratejilerin öğrenciler tarafından uygulanması bir ölçüde güç ve zaman alıcıdır. Buna karşılık, bu stratejileri öğrenip gerektiği biçimde uygulayabilen öğrenciler öğrenmelerinde kalıcılığı elde edebilirler.


   3.Örgütleme Stratejileri Öğrenilecek bilgilerin yeniden düzenlenip yapılandırılarak öğrenilmesini sağlayan stratejilerdir. Anlamlandırma stratejilerinde olduğu gibi, bu stratejilerle öğrenmede de bilgileri anlamlandırmaya önem verilir. Bu nedenle, örgütleme stratejileri anlamlandırma stratejileriyle birlikte kullanılır. Temel öğrenmeler için kullanılan en yaygın örgütleme stratejisi kümelendirmedir. Kümelendirme, öğrenilmesi ya da hatırlanması amaçlanan bilgi birimlerinin ortak özellikleri göz önünde bulundurularak gruplara ayrılmasıdır. Bu strateji, özellikle liste öğrenmeleri için etkilidir.
   Örneğin, bir öğrenci doğada bulunan canlıları yaşadıkları yerlere göre karada yaşayan canlılar, denizde yaşayan canlılar ve havada yaşayan canlılar şeklinde gruplandırarak örgütleyebilir. Hatırlanma bu şekilde daha kolay olur. 
   Örgütleme stratejileri, karmaşık öğrenmeler için de etkili olarak kullanılabilen stratejilerdir. Bunlar özellikle ilköğretimin ikinci basamağında ve sonrasındaki eğitim basamaklarında öğrenim gören öğrenciler için önem taşır. Çünkü bu basamaklarda öğrenciler, öğrenmelerini büyük ölçüde metinlerin oluşturduğu ders kitapları ile öteki basılı gereçlerden gerçekleştirirler. Öğrenciler, öğrenmek için okudukları metinlerin ana fikirlerini ve onları destekleyen ayrıntıları birbirleriyle ilişkilendirmede örgütleme stratejilerini kullanırlar.     
   
    Karmaşık öğrenmelerde kullanılan başlıca örgütleme stratejileri, “ana çizgileri çıkarma”, “bilgi şeması oluşturma” ve “çizelgeleştirme”dir.

    Bunları kısaca şöyle açıklayabiliriz:
   Ana çizgileri çıkarma: Metnin ana ve yardımcı düşüncelerini sözcük ve sözcük öbekleri biçiminde belirleme. Öğrenci, bir öğrenme konusu ya da ünitesinin ana ve alt başlıklarını çıkararak bunlar arasındaki ilişkileri kurabilir. Ayrıca, öğrenci metindeki önemli yapılara göre metindeki düşünceleri öğrenebilir. Örneğin, fen bilimleri kitaplarındaki metinleri genelleme, olguları listeleme, sürecin aşamalarını betimleme, sınıflandırma ve karşılaştırma biçiminde belirlenmiş önemli yapıları temel alarak öğrenebilir.
    Bilgi şeması oluşturma: Metindeki ana düşüncelerle yardımcı düşüncelerin ilişkilerini nedensel ya da aşamalı yapılı bir şekille gösterme. Öğrenci şekilde ana düşünceyi başa ya da ortaya alarak yardımcı düşünceleri ona oklarla ya da çizgilerle bağlar.

   Çizelgeleştirme: Metindeki bilgileri çizelge biçiminde düzenleme. Öğrenci dikey ve yatay bölmelere sahip bir çizelge yaparak bilgileri gruplandırıp ilişkilendirebilir.

   Örgütleme stratejileri, gerçekte iki temel amaca ulaşılmasına katkı sağlar. Bunlardan birisi kısa süreli belleğe aktarılacak bilgilerin seçilmesi, ötekisi de kısa süreli bellekte düşünceler arasındaki ilişkilerin yapılandırılmasıdır. Ancak, örgütleme staratejilerini etkili biçimde kullanan öğrenciler, kendi oluşturdukları bilgileri kullanarak çalışma sürelerini de kısaltırlar.

 4.Anlamayı İzleme Stratejileri
    Anlamayı izleme stratejileri, öğrencilerin kendi öğrenmelerini düzenlemelerine, yürütmelerine ve denetlemelerine yön veren stratejilerdir. Anlamayı izleme, öğrencilerin biliş bilgisine sahip olmalarını gerektirir. Bu nedenle, anlamayı izlemede bilişbilgisi stratejilerinin kullanıldığını söyleyebiliriz. Bilişbilgisi, bireyin kendi biliş yapısı ve bu yapının nasıl işlediği ile ilgili bilgidir. Her öğrencinin biliş bilgisi farklıdır. Bilişbilgisine sahip olan bir öğrenci öğrenmelerinde kendisine şu soruları sorup yanıtlayabilir: “Bu konuyu niçin öğreniyorum? Öğrenme etkinliği sonunda neleri öğreneceğim? Öğrenmek için nasıl bir yol izlemeliyim?   
    Konuyu öğrenmek için ne kadar süre yeterli olur? Öğrenip öğrenmediğimi nasıl denetleyebilirim?...” Daha açık bir deyişle, bilişbilgisi gelişmiş olan bir öğrenci neyi, nasıl, hangi hızla öğrenebileceğini bilir, kendine uygun öğrenme stratejisini seçebilir.

    Öğrencilerin öğrenmede anlamayı izleme yeterliğine sahip olabilmeleri için başlıca şu becerileri ya da stratejileri geliştirmeleri gereklidir:
• Sorunları belirleme ve tanımlama
• Dikkatini toplama ve tepkilerini yönlendirme
• Kendini pekiştirme ve değerlendirme
• Hatalarını düzeltme ve çözüm üretme

    Biliş: İnsan zihninin dünyayı ve insanın çevresindeki olayları anlamak için yaptığı işlemlerin tümü. Bu stratejiler aynı zamanda öğrencilerin bilişbilgilerinin de gelişmesini sağlar.

      5.Duyuşsal Stratejiler
   Duyuşsal stratejiler, “öğrenmede güdüsel ve duygusal engelleri kaldırmaya yardım eden” stratejilerdir. Öğrenciler, zaman zaman, dikkati toplayamama, olumsuz tutumlara sahip olma, sınav kaygısı duyma gibi duyuşsal nitelikli sorunlarla karşılaşırlar. Bu sorunlar onların öğrenmelerinde güçlükler yaratır ya da onların öğrenmelerini engeller. Öğrenciler bu engelleri duyuşsal stratejilerden yararlanarak aşabilirler ve kendileri için öğrenmeyi sağlayıcı koşulları oluşturabilirler.

     Öğrencilerin öğrenmede kullandıkları duyuşsal stratejiler şunlardır;

  Dikkat toplaşımı: Dikkati öğrenilen konu üzerinde yoğunlaştırma. Dikkat, zihinsel uyanıklık gücünün bir göstergesidir. Öğrencinin etkili öğrenme için  çalışma ortamını dikkatini dağıtmayacak biçimde düzenlemesi, çalışmayı bölen etkenleri ortadan kaldırması gerekir.
   • Tutum: Bireyi belli insanlar, nesnelere ve durumlar karşısında belli davranışlar göstermeye yönelten davranış eğilimleri. Öğrencinin derse, okula ya da öğrenmeye karşı olumsuz tutumlara sahip olması, öğrenmesini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle, olumsuzluğun nedenlerini ortadan kaldırarak, başarıyı sağlayarak ve öz güven geliştirerek, öğrenci öğrenme konusunda olumlu tutumlara sahip olmalıdır.
   • Güdülenme: Bireyi öğrenmesi için harekete geçiren güç kaynağı. Güdülenmiş öğrenci, öğrenme sorumluluğu taşır, öğrenmekten tat alır, öğrenmeyi gerçekleştirmek için sürekli çaba gösterir. Öğrenci, güdülenme düzeyini düşürmemek için kendisine uygun başarı ölçütleri belirlemeli, bu ölçütlere ulaşmak için kendini yeterli görmeli, çaba göstermeli ve kendini pekiştirmelidir.
   • Kaygı: “Güçlü bir istek ya da dürtünün amacına ulaşamayacak gibi gözüktüğü durumlarda beliren tedirgin edici durum”. Kaygı, en çok derslerde ve sınavlarda başarılı olamama durumuyla ilgili olarak görülür. Aşırı kaygı öğrencinin öğrenmesini engeller, başarı düzeyini düşürür. Öğrenci, düzenli çalışarak, başarı elde ederek ve öz güven geliştirerek kaygıdan uzaklaşmalıdır. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder