Geleneksel okul anlayışında, öğretmen
bireye bilgiyi öğreten kişidir. Ve sistemin temelindeki esas karakter öğretmendir.
Öğrenci ise, öğretmenin öğrettiğini öğrenmek zorunda olan pasif
bireydir. Fakat bu anlayış artık değişmeye başlamıştır. Gerçek anlamda öğretme
diye bir şey yoktur. Kişi kendisi öğrenir, öğretmen sadece ona yardımcı
olabilir. Yani öğretmen aslında bir çeşit rehberdir.
Öyleyse bilgi
çağında eğitim programları öğrencilerin yeteneklerine açık ve bireysel yani
kişiye özgü olmak zorundadır.
Eğitim programı, Öğrencilerin
istenilen hedeflere ulaşmasını sağlayacak, organize edilmiş bilgilerin ve etkinliklerin
tümüdür.
Başka bir tanıma bakarsak; Bir eğitim
kurumunun çocuklar, gençler ve yetişkinler için sağladığı, milli eğitim ve
kurumun amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik tüm faaliyetleri kapsayan öğretme
planıdır.
Eğitim
programının amacı, içinde bulunduğu toplumun kültürü ile çağın
gerekliliğine ve yeterliliğine sahip, yaratıcı, hayatla barışık, çevresiyle
uyumlu, sorgulayıcı, özgüvenli, karar alabilen ve bu kararların sorumluluğunu alabilen,
girişimci, kararlı, kendisini ve özgürlüğünü önemseyen, kendine karşı saygısı
olan bireyler yetiştirmek olmalıdır.
Eğitim program tasarımı; öğrenci merkezli
ve öğrencinin gelişimine uygun olarak yapılan eğitim programı öncelikle
en iyi öğretim ve öğrenim nasıl olmalıdır? Sorusuna cevap vermelidir.
Öğretim
programları, eğitim hedeflerine uygun olarak; özne olarak bireyi ve bireyin
yetenek ilgi ve ihtiyaçlarına (bilişsel, duygusal, toplumsal, psikomotor,
biyolojik, fizyolojik) uygun program tasarımını içermelidir. Bu gelişimi
paralel olarak izlemeyen eğitim sistemi ve öğrenme-öğretme süreci,
dünyadan kopuk olacak ve amacına ulaşmayacaktır.
Klasik
eğitim kuramları, davranışçı süreci de içeren bir eğitim anlayışını temel
almaktadır.”
Son yıllarda
araştırmacılar Beyin temelli öğrenme süreci üzerinde çalışmalar
yapmaktadır. Bu süreçte öğrenciyi aktifleştiren ve merkeze alan
öğrenmeyi hedefler. Her birey farklıdır ve farklı öğrenir cümlesi
çözüm noktamızın başlangıcıdır.
Beyinde öğrenme nasıl gerçekleşir sorusunun
cevabını Çoklu Zekâ Kuramını açıklamaktadır. “Beyin temelli öğrenme araştırmalarına
göre beynin yapısına ve işlevine dayalı olarak beynin nasıl çalıştığını
anlayarak öğrenme ve öğretmeyi en üst düzeye çıkarma anlayışıdır.
Her çocuğun içeriden ve dışarıdan aldığı
uyaranlar farklıdır. Alınan bu uyaranlar beynimizi uyarır. Beynimizi ne kadar
çok çalıştırırsak o kadar iyi verim alırız.
Beyin
temelli öğrenme aslında, düşünmeyi düşünme ve düşünmeyi öğrenme
yöntemidir.
Öğrenci merkezli ve yetenek ile ilgilerine
göre düzenlenmiş bir eğitim-öğretim programı ve çalışma etkinliği; öğrencinin
performansını artırarak başarıyı ortaya çıkartır. Öğretim yani ders programı,
ne kadar öğrenmesi hedeflenen kişiye özgüyse, o oranda başarılıdır. Her bireyin
zihinsel, bedensel ve duyuşsal gelişim özellikleri farklıdır. Dolayısıyla,
yetenek, ilgi ve yönelimleri de farklı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder