Fiziksel Gelişim; Gelişimin kalıtsal
temellerini içerir. İnsan vücudunun büyümesi, motor gelişim, vücut ve duyu sistemlerindeki
değişiklikler, cinsel gelişim, sağlık, beslenme, uyku gibi fiziksel gelişimle
ilgili süreçleri kapsar.
Zihinsel Gelişim; Düşünme, öğrenme,
hatırlama, yargıda bulunma, problem çözme ve iletişimle ilgili bütün bilişsel
süreçlerdeki değişimleri içerir. Zihinsel gelişime etkileri nedeniyle
kalıtımsal ve çevresel etkenler de zihinsel gelişim süreci kapsamında ele
alınır.
Duygusal Gelişim; Bütün olarak insanda
duygu gelişimini kapsar. Sevgi, bağlılık, güven, güvenlik duyguları bu bütün
içinde yer alır. Benlik ve özerklik gelişimi, duygusal rahatsızlık stres ve
tepkisel davranışlar da duygusal gelişim süreçleri içindedir.
Sosyal Gelişim; İnsanın sosyalleşme
sürecini, ahlak gelişimini, yaşıtlarıyla ve aile üyeleriyle ilişkilerini
içermektedir. Sosyal gelişimin evlilik, anne baba olma, çalışma, mesleki roller
ve iş yaşamı gibi çeşitli yönleri de sosyal gelişim süreci içinde yer alır.
İnsanların yaşamları boyunca
geçirdiği bu değişimler, insanın gelişim süreci dediğimiz akışı
oluşturur. Geçen zaman, gündelik hayatta bize bu değişimlerin en önemli nedeni
olarak gözükse bile, aslında yaşın artması hiçbir şeyin nedeni veya açıklaması
değildir. Gelişim sürecini incelerken, hem bireylerin zaman içinde geçirdikleri
bu değişimleri belirtmek ve hem de bunların neden ve nasıl olduğunu açıklamak gerekir.
Gelişim, döllenmeden ölüme
kadar, tüm yaşam boyunca devam eden bir değişim süreci olarak tanımlanmaktadır.
Bu değişim sürecinin dönemlerini doğum öncesi, bebeklik, ilk çocukluk, orta
çocukluk, ergenlik, ilk yetişkinlik, orta yetişkinlik ve ileri yetişkinlik
(yaşlılık) ve ölüm olarak 9 bölümde inceliyoruz.
Yaşamın ve Canlılığın Temelleri
İnsan bir
canlıdır ve biyolojik açıdan bütün diğer canlılar gibi, canlılığın sürdürülmesi
temel amacına bağlı olarak kendini çoğaltan bir varlık olarak kabul edilebilir.
Memeli sınıfına giren bir tür olarak insanlar için yaşam, dişilerdeki
yumurta hücresi ile erkeklerdeki sperm hücresinin birleşmesi demek olan döllenme
ile başlar.
İnsanlarda, yumurta üretme olgunluğuna
erişmiş dişi, 26-28 günde bir(menstruasyon) yumurtalıklarından bir
yumurta hücresi (ovum) salgılar. Bu hücre fallop kanallarından biri yoluyla
rahime doğru ilerler. Bu ilerleyişi fallop kanallarının yüzeyindeki ince kirpiksi
tüycükler sağlar. Eğer döllenmez ise yumurta birkaç saat içinde ölür. Cinsel
birleşme ile dişinin vajinasından içeri giren sperm hücreleri, rahim boynundan
rahime ve oradan da fallop kanallarına doğru ilerler. Spermlerin ilerlemesini
ince uzun kuyruklarının hareketi sağlar. Yumurta hücresi spermler tarafından
sarılır. Fakat ancak bir tanesi yumurta hücresinin içine girebilir ve böylece döllenme
gerçekleşmiş olur.
Döllenme, fallopi kanallarında gerçekleşir. Döllenme sonucunda oluşan organizmaya zigot
adı verilir. Zigot adını verdiğimiz bu oluşum, hem kalıtımsal ve hem de çevresel
etmenlere bağlı olarak gelişip değişir. Böylece doğum öncesi gelişim süreci
başlamış olur.
Doğum öncesi gelişme, üç safhada incelenmektedir. Her safhada gelişen
organizma yapısal ve niteliksel olarak birbirinden farklıdır.
Döllenmeden
sonraki ilk 2 haftayı kapsayan Germinal safhada zigot,
fallop kanalları boyunca hücresel olarak bölünerek ilerlemeye devam eder ve
rahime inerek rahim duvarına tutunur. Zigot, rahim duvarına
yerleştikten sonra, hem hücre sayısını arttırır ve hem de giderek özelleşen
hücre grupları oluşturarak gelişimini sürdürür.
İkinci
hafta ile 8. Hafta arasında yer alan bu safhanın sonunda artık embriyon
olmuştur. Bu ikinci safhaya embriyonik
safha denilir, organizmanın anneyle alışverişini sağlayan plasenta,
göbek kordonu ve amniyon kesesi gibi yapılar oluşmaya başlamıştır. İkinci
aydan itibaren, rahimde yaşayıp gelişebilmek için tüm yapılarını tamamlayan bu
organizma fetüs adını alır ve 3. aydan doğuma kadar olan
bu süreye fetal safha denilir. Bu safha ile beraber artık tüm
hücre grupları özelleşmiş, yerleşmiş ve yapısal bir değişiklik olmaksızın
gelişmeye başlamıştır.
Doğum öncesi dönemdeki gelişmeler üç aylık zaman
birimleri halinde ele alınır. Birinci üç ayın son ayıyla beraber gelişen
organizma fetüs halini aldığından orta ve son üç aylar fetal safhanın içinde
yer alır. İnsanlarda gebelik süresi (bir diğer ifadeyle döllenmiş hücrenin dış
dünyada yaşamaya hazır hale gelmesi için geçen süre) 266 gün veya 38 haftadır.
Ancak döllenme zamanı çoğu durumda net olarak bilinemediği için, son adet
tarihinden itibaren ölçülür ve 280 gün ya da 40 hafta olarak hesaplanır.
İlk üç aylık dönemin sonunda, fetüsün boyu 7,5 cm ve ağırlığı 2,8 gr. kadardır. Bu dönemin
ayırt edici özelliği temel yapıların oluşumudur. İlk üç aylık dönemin
sonunda, belli başlı organlar ve organ sistemleri ve beden parçalarının temel
yapısı tamamlanmış ve ilkel organlar işlev görmeye başlamıştır.
İkinci üç aylık dönemin sonunda ise,
fetüsün boyu yaklaşık 35.5 cm. ve ağırlığı 500 gramdan biraz fazladır. Bu
dönemin ayırt edici özelliği hızlı büyüme ve olgunlaşmadır. Dördüncü aydan
itibaren kalp atışları dinlenebilir ve fetüs dönme, yuvarlanma gibi hareketleri yapabilir.
Üçüncü üç aylık dönemde yağlanma artar, hatlar yuvarlaklaşır. Fetüs artık dışarıdan gelen seslere
tepkiler verir ve çok daha hareketlidir. Tamamen insan görünümüne kavuşmuştur. Yaklaşık 51-52 cm boy ve 3.400 gr.
ağırlık ile doğum beklenir.
Doğum süreci, anne ve bebeğin işbirliği ile gerçekleşen üç aşamalı bir süreçtir. Fetüs
bir süre önce, başı rahim ağzına gelecek şekilde ters dönmüştür. Doğumun
başlamasıyla rahim kasılmaları giderek artacak ve böylece bebek annenin
vücudundan dışarı çıkacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder