25 Mart 2020 Çarşamba

İNSAN GELİŞİMİ


                                                            
      Fiziksel Gelişim; Gelişimin kalıtsal temellerini içerir. İnsan vücudunun büyümesi, motor gelişim, vücut ve duyu sistemlerindeki değişiklikler, cinsel gelişim, sağlık, beslenme, uyku gibi fiziksel gelişimle ilgili süreçleri kapsar.           
     Zihinsel Gelişim; Düşünme, öğrenme, hatırlama, yargıda bulunma, problem çözme ve iletişimle ilgili bütün bilişsel süreçlerdeki değişimleri içerir. Zihinsel gelişime etkileri nedeniyle kalıtımsal ve çevresel etkenler de zihinsel gelişim süreci kapsamında ele alınır.
     Duygusal Gelişim; Bütün olarak insanda duygu gelişimini kapsar. Sevgi, bağlılık, güven, güvenlik duyguları bu bütün içinde yer alır. Benlik ve özerklik gelişimi, duygusal rahatsızlık stres ve tepkisel davranışlar da duygusal gelişim süreçleri içindedir.
    Sosyal Gelişim; İnsanın sosyalleşme sürecini, ahlak gelişimini, yaşıtlarıyla ve aile üyeleriyle ilişkilerini içermektedir. Sosyal gelişimin evlilik, anne baba olma, çalışma, mesleki roller ve iş yaşamı gibi çeşitli yönleri de sosyal gelişim süreci içinde yer alır.

   İnsanların yaşamları boyunca geçirdiği bu değişimler, insanın gelişim süreci dediğimiz akışı oluşturur. Geçen zaman, gündelik hayatta bize bu değişimlerin en önemli nedeni olarak gözükse bile, aslında yaşın artması hiçbir şeyin nedeni veya açıklaması değildir. Gelişim sürecini incelerken, hem bireylerin zaman içinde geçirdikleri bu değişimleri belirtmek ve hem de bunların neden ve nasıl olduğunu açıklamak gerekir.

   Gelişim, döllenmeden ölüme kadar, tüm yaşam boyunca devam eden bir değişim süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu değişim sürecinin dönemlerini doğum öncesi, bebeklik, ilk çocukluk, orta çocukluk, ergenlik, ilk yetişkinlik, orta yetişkinlik ve ileri yetişkinlik (yaşlılık) ve ölüm olarak 9 bölümde inceliyoruz.

     Yaşamın ve Canlılığın Temelleri
    İnsan bir canlıdır ve biyolojik açıdan bütün diğer canlılar gibi, canlılığın sürdürülmesi temel amacına bağlı olarak kendini çoğaltan bir varlık olarak kabul edilebilir. Memeli sınıfına giren bir tür olarak insanlar için yaşam, dişilerdeki yumurta hücresi ile erkeklerdeki sperm hücresinin birleşmesi demek olan döllenme ile başlar.

   İnsanlarda, yumurta üretme olgunluğuna erişmiş dişi, 26-28 günde bir(menstruasyon) yumurtalıklarından bir yumurta hücresi (ovum) salgılar. Bu hücre fallop kanallarından biri yoluyla rahime doğru ilerler. Bu ilerleyişi fallop kanallarının yüzeyindeki ince kirpiksi tüycükler sağlar. Eğer döllenmez ise yumurta birkaç saat içinde ölür. Cinsel birleşme ile dişinin vajinasından içeri giren sperm hücreleri, rahim boynundan rahime ve oradan da fallop kanallarına doğru ilerler. Spermlerin ilerlemesini ince uzun kuyruklarının hareketi sağlar. Yumurta hücresi spermler tarafından sarılır. Fakat ancak bir tanesi yumurta hücresinin içine girebilir ve böylece döllenme gerçekleşmiş olur.

    Döllenme, fallopi kanallarında gerçekleşir. Döllenme sonucunda oluşan organizmaya zigot adı verilir. Zigot adını verdiğimiz bu oluşum, hem kalıtımsal ve hem de çevresel etmenlere bağlı olarak gelişip değişir. Böylece doğum öncesi gelişim süreci başlamış olur.
   Doğum öncesi gelişme, üç safhada incelenmektedir. Her safhada gelişen organizma yapısal ve niteliksel olarak birbirinden farklıdır.
   Döllenmeden sonraki ilk 2 haftayı kapsayan Germinal safhada zigot, fallop kanalları boyunca hücresel olarak bölünerek ilerlemeye devam eder ve rahime inerek rahim duvarına tutunur. Zigot, rahim duvarına yerleştikten sonra, hem hücre sayısını arttırır ve hem de giderek özelleşen hücre grupları oluşturarak gelişimini sürdürür. 

   İkinci hafta ile 8. Hafta arasında yer alan bu safhanın sonunda artık embriyon olmuştur.   Bu ikinci safhaya embriyonik safha denilir, organizmanın anneyle alışverişini sağlayan plasenta, göbek kordonu ve amniyon kesesi gibi yapılar oluşmaya başlamıştır. İkinci aydan itibaren, rahimde yaşayıp gelişebilmek için tüm yapılarını tamamlayan bu organizma fetüs adını alır ve 3. aydan doğuma kadar olan bu süreye fetal safha denilir. Bu safha ile beraber artık tüm hücre grupları özelleşmiş, yerleşmiş ve yapısal bir değişiklik olmaksızın gelişmeye başlamıştır.

   Doğum öncesi dönemdeki gelişmeler üç aylık zaman birimleri halinde ele alınır. Birinci üç ayın son ayıyla beraber gelişen organizma fetüs halini aldığından orta ve son üç aylar fetal safhanın içinde yer alır. İnsanlarda gebelik süresi (bir diğer ifadeyle döllenmiş hücrenin dış dünyada yaşamaya hazır hale gelmesi için geçen süre) 266 gün veya 38 haftadır. Ancak döllenme zamanı çoğu durumda net olarak bilinemediği için, son adet tarihinden itibaren ölçülür ve 280 gün ya da 40 hafta olarak hesaplanır.

    İlk üç aylık dönemin sonunda, fetüsün boyu 7,5 cm ve ağırlığı 2,8 gr. kadardır. Bu dönemin ayırt edici özelliği temel  yapıların oluşumudur. İlk üç aylık dönemin sonunda, belli başlı organlar ve organ sistemleri ve beden parçalarının temel yapısı tamamlanmış ve ilkel organlar işlev görmeye başlamıştır.

    İkinci üç aylık dönemin sonunda ise, fetüsün boyu yaklaşık 35.5 cm. ve ağırlığı 500 gramdan biraz fazladır. Bu dönemin ayırt edici özelliği hızlı büyüme ve olgunlaşmadır. Dördüncü aydan itibaren kalp atışları dinlenebilir ve fetüs dönme, yuvarlanma gibi hareketleri yapabilir.

   Üçüncü üç aylık dönemde yağlanma artar, hatlar yuvarlaklaşır. Fetüs artık dışarıdan gelen seslere tepkiler verir ve çok daha hareketlidir. Tamamen insan görünümüne kavuşmuştur. Yaklaşık 51-52 cm boy ve 3.400 gr. ağırlık ile doğum beklenir.

   Doğum süreci, anne ve bebeğin işbirliği ile gerçekleşen üç aşamalı bir süreçtir. Fetüs bir süre önce, başı rahim ağzına gelecek şekilde ters dönmüştür. Doğumun başlamasıyla rahim kasılmaları giderek artacak ve böylece bebek annenin vücudundan dışarı çıkacaktır. 

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder