20 Mart 2020 Cuma

ÇOKLU ZEKA TEORİSİ



      Çoklu Zekâ Teorisinde, geleneksel öğrenme ve öğretme yöntemleri öğrenciyi pasif olmaya iten, ezberciliğe yönelten yöntemler olarak görülmüştür. Bu teoride yer alan yeni "zekâ" tanımı eğitim alanında köklü değişikliklerin yaşanmasına neden olmuştur. Çünkü bu teori; çocukların sadece standart testlerden aldıkları puanlarını değil farklı alanlardaki yeteneklerini de dikkate almıştır. Eğitim yıllarca “matematiksel-dilsel zekâyı” geliştirmek üzere gerçekleştirilmiştir (Vural, 2004, s. 277-279). Bu durumda amaç girilen sınavlardan yüksek puanlar almak olmuştur. Her defasında daha çok bilgi ezberlenmiş ve gerçek yaşamdan daha fazla kopulmuştur. Okulda kuvvetli yönlerini geliştiremeyenler, öğrenmeden zevk alamamış, eğitimleri uzun sürmüş ya da eğitimlerini tamamlayamamıştır (Vural, 2004, s. 277-279).

   Sonuçta binlerce yaratıcı ya da farklı çalışan beyin sistem dışına itilmiştir. Oysa eğitim, zekâ tipi ne olursa olsun her bireyin kuvvetli ve zayıf olduğu yönlerini geliştirmeye yönelik olmalıdır. Öğrencilerin farklı yeteneklerini keşfederek, bu farklılıkların eğitimde dikkate alınmasını önermesi konuyla ilgili çok sayıda çalışma, yapılmasına sebep olmuştur. Böylece farklı zekâ yapısına sahip olan öğrencilerin farklılıklarına uygun eğitim almalar ve eğitim ortamında kalmaları sağlanabilir.  Ayrıca bu teori ile ilgili olarak önceki yıllarda yapılan çalışmalardan (Talu, 1999; Altan, 1999) çok sayıda alıntılanma yapılmış olması konunun halen önemini ve güncelliğini koruduğunu göstermekte ve üzerinde daha fazla çalışma yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
     Zekâ insanın sahip olduğu yetenekler içinde üzerinde en çok durulan alanlardan birisidir. Kelime olarak bilişsel gücü ifade eder. Hamachek(1995) tarafından belirtildiği gibi, ilk önce Aristo tarafından “dia-neosis” sözcüğünden algı, duyu, bellek ve düşünme gibi soyut ifadeler için kullanmak üzere türetilmiştir. Standart sözlüklerin çoğunda “öğrenme yeteneği” olarak tanımlanır. Pek çok araştırmacı tarafından zeka; beynin öğrenme, anlama, soyut düşünme, nesnel ilişkileri görme, yargılama gibi zihinsel işlevleri kullanabilme yeteneği olarak tanımlanır (Binet, ve Simon, 1916; Thorndike, 1932; 1932; Wechsler, 1939). Terman (1916) tarafından soyut düşünebilme yeteneği olarak tanımlanmıştır. Teorilerin çoğunda zekâ, doğuştan gelen, kalıtsal ve sabit bir olgu olarak kabul edilmiştir.

    Howard Gardner (1983) tarafından geliştirilmiş olan ve Çoklu Zekâ Teorisi (The Theory of Multiple Intelligences) olarak adlandırılan teori zekâyı tek ve baskın bir yetenek olarak görmekten çok, çeşitli ve özel boyutlardan oluşan bir yetenek olarak görmüştür. Gardner çocuklar ve beyin tahribatına uğramış bireyler üzerinde yaptığı çalışmalar sırasında, felç gibi bazı beynin hasarlarının beynin sadece bir fonksiyonunu örneğin; konuşma becerisini etkilediği düşüncesini oluşturmuştur. Kafasında oluşan sorulara açıklık getirmek üzere gelişim psikolojisi gibi alanlardan da yararlanarak “Frames of Mind” (Düşüncenin Çerçeveleri) (1983) adlı eserini yazmıştır.

       Gardner zekânın biyolojik temeli olduğuna inanıp, bir biyopisikolojik potansiyel olarak görmektedir (Gardner ve Moran, 2006). Farklı kültürlerde ve farklı dönemlerde bu zekâ türlerinden birine daha fazla önem verilebilir. Örneğin; çiftçilikle uğraşan toplumlarda doğacı zekâ önemli iken teknolojik toplumlarda sözel ve matematiksel zekâ önem kazanmaktadır (Woolfolk, 2010, s.259). Teori öncelikle eğitimcilerin dikkatini çekmiştir. Gördüğü ilgi üzerine,  Gardner 1993 yılında yayınladığı kitapta, daha önceleri bilinen zekâ teorilerinden farklı olarak; Çoklu Zekâ Teorisinde yedi tür zekâ alanı bulunduğunu belirtmiştir. Daha sonra bu zekâ türlerine sekizinci tür ilave edilmiş hatta dokuzun ilavesi bile söz konusu olmuştur (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012). Çoklu Zekâ Teorisinin yapısını ortaya koyabilmek için zekâ alanlarını aşağıda kısaca açıklamak gerekir.

     1.Sözel/Dilbilimsel Zekâ (Verbal/Linguistic Intelligence): Bir bireyin kendi dilini hem sözlü hem de yazılı olarak etkin kullanma yeteneğidir. Bireyin dilini bir masalcı, konuşmacı ya da politikacı gibi sözlü olarak, ya da bir yazar, şair veya gazeteci gibi yazılı olarak etkili bir biçimde kullanabilme kapasitesidir. Aynı zamanda editör, hatip, hukukçu, avukat seçebileceği mesleklerdir. Bu zekâ insanın kendi dilini gramer yapısına, sözcük dizinine ve vurgusuna uygun olarak büyük bir ustalıkla kullanmasını gerektirir. Ayrıca, kavramları da anlamlarına uygun kullanma yeteneği olarak açıklanabilir. Bu tür zekâya, edebiyat alanında sergilenen yetenekler örnek olarak verilebileceği gibi, diğer insanları ikna etme ve bir konu hakkında konuşma becerileri de örnek olarak gösterilebilir (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012).
           Okuma, yazma, dinleme ve konuşmayla ilgili zeka türüdür.


 Normal öğrencilerden daha iyi yazar
  Uzun hikaye ve fıkralar anlatır.
  İsim, yer ve tarihleri aklında tutabilir.

   Kelime hazinesi geniştir.
   Kelimeleri doğru telaffuz eder.
  Başkalarıyla sözel iletişime geçer.
  Tekerleme ve kelime oyunlarını çok sever.
  Öğrendiği kelimeyi anlamına uygun kullanır.
  Kitap okumayı sever.
  Dinleyerek öğrenmeyi sever.

    Bu zeka alanında ünlü kişilerden bazıları şunlardır; William Shakespeare, Mark Twain, Balzac, Dostoyevski, Abraham Lincoln

   2- Mantıksal/Matematiksel/Sayısal Zekâ (Logical/Mathematical Intelligence): Bir bireyin sayıları ve rakamları etkin bir şekilde kullanma ve ortaya çıkan sonuçlar üzerinde etkili bir şekilde mantık yürütebilme kapasitesidir. Matematikçi, muhasebeci veya istatistikçi gibi sayıları etkili kullanmayı, ya da bilim adamı veya bilgisayar programcısı gibi sebep-sonuç ilişkisi kurarak, etkili bir şekilde mantık yürütebilmeyi gerektirir. Örnek olarak; sayılara ilişkin temel kavramları, sebep-sonuç ilişkilerini anlayabilme ve onları tahmin edebilme verilebilir (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012).

Matematik dersini çok sever.
Satranç ve dama gibi stratejik oyunları oynamaktan hoşlanır.
Deney yapmayı ve yeni şeyler denemeyi çok sever.
Makinelerin nasıl çalıştığını bilir ve sorular sorar.
Bilgisayar oyunu oynar.
Soyut düşünebilme ve sebep-sonuç ilişkisi kurma yeteneği yaşıtlarına göre ilerdedir.
Zaman, yer, neden ve sonuç ilişkilerini ortaya çıkarma becerisine sahiptir.
Mantık bulmacaları beyin jimnastiğini sever.
Matematik problemlerini kafadan hızlıca çözer.


    Mantıksal sorunları çözmek, kanıtlama yolları geliştirmek, matematiksel işlemler yapmayla ilgili zeka türüdür.
   Bu zeka alanında ünlü kişilerden bazıları şunlardır; Albert Einstein, Bill Gates, John Dewey, Isac Newton, Pisagor

3- Müziksel/Ritmik Zekâ (Musical Intelligence): Bireyin ritme, sesin yüksekliğine ve melodiye duyarlılığıdır. Bu duyarlılık için 4-6 yaşın kritik dönem olduğu kabul edilir. Bu alandaki üstünlük diğer alanlardan daha önce ortaya çıkmaktadır. Örnek olarak; şarkıları ezberleyebilme, melodilerin hızını, temposunu ve ritmini değiştirebilme yeteneği verilebilir (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012). Seçebileceği meslekler orkestra şefi, besteci, şarkıcı, müzik eleştirmenidir.
   Şarkı, türkü, konçerto, senfoni vb. gibi müzik ürünlerini besteleme veya müzik aleti çalmayla ilgili zeka türüdür.

En sevdiği ders müziktir.
Çevresindeki seslere karşı duyarlıdır.
Ders çalışırken müzik dinlemeyi severler.
Çalışırken masaya ya da sıraya ritmik vururlar.
Müziği hareketlerle birleştirir.
Bir şarkı duyduğunda eşlik eder.


   Bu zeka alanında ünlü kişilerden bazıları şunlardır; Mozart, Wolfgang Amadeus, Dede Efendi, Suna Kan

   4- Uzaysal/Görsel Zekâ (Spatial/Visual Intelligence): Bir bireyin görsel ve uzaysal dünyayı algılaması ve edindiği izlenimler üzerinde işlemler yapabilmesi yeteneğidir. Kısaca; biçime, sekile, boşluğa, renge ve çizgiye duyarlılıktır. Birey boşluğu zihinde canlandırabilir ve model kullanarak uygulamalar yapabilir. Örnek olarak; fikirleri görsel ve uzaysal grafiklerle anlatabilme yeteneği verilebilir. Heykeltıraşların, ressamların, denizcilerin ve cerrahların bu tür zekâyı kullandıkları kabul edilir (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012). Seçebileceği meslekler ressam, mimar, izci, rehber, fotoğrafçı, dekoratördür.
   Resim, grafik ve harita gibi araçlarla düşünebilme, görsel dünyayı algılayabilme, renk, şekil ve dokuları ihinsel olarak anlamlandırma ve sanatsal formlara çevirme yeteneğiyle ilişkin zeka türüdür.

Şekil, zemin ve renklere karşı hassastır.
Sanat içerikli etkinlikleri sever.
Yaşına göre yüksek düzeyde beceri isteyen resimleri çizer.
Tasarım yapabilir.
Üç boyutlu yapı ve modelleri çizer.
Yön bulma becerisi gelişmiştir.
Okurken kelimelerden çok resimlerden anlar.
Harita, tablo ve grafikleri kolayca yorumlar.
Arkadaşlarına göre daha çok hayal kurar.
Görsel imgeleri daha kolay hatırlar.
Bulmaca ve yap-boz favori oyunlarıdır.
Üç boyutlu düşünebilir.


   Bu zeka alanında ünlü kişilerden bazıları şunlardır;Leonardo da Vinci, Pablo Picasso, Kasporov, İbrahim Çallı, Boby Fisher

   5- Bedensel/Duyusal Zekâ (Bodily-Kinesthetic Intelligence): Bireyin duygu ve düşüncelerini ya aktör veya dansçı gibi tüm bedenini kullanarak ya da usta, tamirci, ressam gibi sadece ellerini kullanarak ifade etmedeki ustalığıdır. Bu zekâ koordinasyon, el çabukluğu, denge, güç, hız, esneklik ve dokunma duyusuyla ilgili duyarlılık gibi özellikleri de kapsar. Aktörlerin, sporcuların, cerrahların ve sanatkârların bu tür zekânın gelişmiş formlarına sahip olduğu söylenebilir (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012).
    Seçebileceği meslekler Aktör, atlet, heykeltraş, cerrah, teknik direktördür.   
  Vücudu bir bütün olarak veya değişik bölümlerini etkin, hızlı ve estetik biçimde kullanma becerisine ilişkin zeka türüdür.

Nesnelere dokunarak tanımak ister.
Zamanlamayı iyi yapar.
Somut nesneleri ve olayları daha iyi öğrenir.
Fiziksel performansını iyi kullanır.
El becerisi iyidir.
Bir şeyi parçalarına ayırır ve tekrar birleştirir.
Yaparak ve yaşayarak öğrenir.

    Bu zeka alanında ünlü kişilerden bazıları şunlardır; Charlie Chaplin, Tan Sağtürk, Maradona, Michael Jordan, Süreyya Ayhan

      6- Kişilerarası/Sosyal Zekâ (Interpersonal Intelligence): Bireyin diğer insanların ruh hallerini, duygularını, isteklerini, motivasyonlarını ve niyetlerini, nasıl çalıştıklarını, onlarla nasıl ortaklaşa çalışılabileceğini anlayabilme, problemleri ve karışıklıkları çözebilme yeteneğidir. Ayrıca yüz ifadelerine, seslere ve mimiklere karşı duyarlı olmayı, bireyler arası ilişkilerde farklı özelliklerin farkına varma ve uygun ve etkili cevap verebilme yeteneğini de kapsar. Alanında başarılı olmuş satıcılar, politikacılar, öğretmenler ve din adamlarının yüksek düzeyde bu tür zekâya ihtiyaç duydukları söylenebilir. Aynı zamanda bireyin diğer insanların strese, problemlere ve birbirlerine karşı tepkilerini tahmin edebilme yeteneğini de kapsadığı için bu tür zeka empati yeteneği ile ilişkilendirilir (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012)
Seçebileceği meslekler Psikolog, rehber uzmanı, öğretmen, siyasi liderliktir.
    Kişiler arası ilişkilerde kendini ifade etme ve karşısındaki ile iletişim kurma yetisiyle ilgili zeka türüdür.

Grup içinde liderdir.
Empati yeteneği vardır.
Etkin dinleme becerisi vardır.
Farklı ortamlara uyum sağlar.
Sosyaldir. Etkinliklere katılır.
Yardıma ihtiyacı olan arkadaşlarına yardım eder.
Güçlüdür.
İyi ilişkiler kurabilir.

   Bu zeka alanında ünlü kişilerden bazıları şunlardır; Mustafa Kemal Atatürk, Eleanor Roosevelt, Martin Luther King, Sigmund Freud

     7- Bireysel/İçsel Zekâ (Intrapersonal Intelligence): Bireyin kendi hakkında bilgi sahibi olması, kendini tanıması ve bu bilgilere göre hareket etmesi olarak tanımlanabilir. Bu tür zekâya sahip olan birey, kendisinin kuvvetli ve zayıf noktalarını bilmeli, niyet ve isteklerini anlayabilmeli ve bunlardan yola çıkarak yaşamını daha etkin bir şekilde devam ettirebilmelidir. Bu tür zekâ ayrıca bireyin kendini anlama, kendine güven ve özdenetim becerilerini de kapsar. Örnek olarak; bireyin kendisinin diğerleri ile olan benzerliklerini ve farklılıklarını anlayabilme, yapması gerekeni kendi kendine hatırlayabilme ve kendi duygularını kontrol edebilme verilebilir (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012).
   Kişinin kendisini anlama, düşüncelerini, duygularını yönlendirme yetisiyle alakalı zeka türüdür. Üretken ve anlamlı amaçlara yönelirler.

Seçebileceği meslekler Psikoterapist, Dini lider, iş adamıdır.

Kendi dünyasının farkındadır.
Duygu ve düşüncelerini ayırt eder.
Bireysel çalışır.
Kendisine karşı güveni ve saygısı vardır.
Motivasyonu yüksektir.
Bağımsızdır.
İşini bilinçli yapar.
Düşünme becerileri gelişmiştir.
Kendi kendine öğrenebilir.


Bu zeka alanında ünlü kişilerden bazıları şunlardır; Mevlana, Sokrates, Yunus Emre

    8- Doğacı Zekâ (Naturalistic Intelligence): Bireyin doğal kaynaklara ve sağlıklı bir çevreye yoğun ilgisinin bulunması, flora (bitki varlığını) ve faunayı (hayvan varlığını) tanıması, bunların sonuçlarının ayırımını doğal dünyada yapabilmesi ve üretken olabilme yeteneğidir. Bu tür zekâya sahip olan insanlar, doğanın insan üzerindeki ve insanın doğa üzerindeki etkilerine ilgi duyan insanlardır. Doğadaki tüm canlıları tanıma, araştırma ve canlıların yaradılışları üzerine düşünme becerilerini kapsar. Örnek olarak biyoloji, zooloji, botanik, kimya, tıp, antropoloji, fotoğrafçılık gibi alanlarda çalışanlarda bu tür zekânın gerekli olduğu söylenebilir. Bu tür zekâya sahip bireyler özellikle seyahat etmeyi, doğa gezilerini, açık hava etkinliklerini ve belgesel izlemeyi severler (Gardner, 1993, Armstrong, 1994; Shearer, 2012). Bu tür zekâ çoklu zekâ modeline sekizinci tür olarak ilave edilmiştir.
     Doğal çevreyi tanıma, varlıkları sınıflama, yaşamın doğasını anlama gibi doğal dünyada işlevsel ve amaçsal ayrımlar yapabilme yetisiyle alakalı zeka türüdür.

Toprakla oynamayı sever.
Doğa fotoğrafları ilgi alanıdır.
Doğadaki canlıları inceler.
Hayvan beslemeyi sever.
Belgesel izler.
Yakın çevre ile öğrenilenler arasında ilişki kurar.
Çevre bilinci gelişmiştir.
Doğal çevrede bulunan canlı cansız varlıklarla ilgilenir.


    Seçebileceği meslekler Biolog, jeolog, arkeolog, botanikçi, ziraat mühendisidir.

   Bu zeka alanında ünlü kişilerden bazıları şunlardır; Charles Darwin, Baden Powell, Hayrettin Karaca

   Son yapılan çalışmalar VAROLUŞSAL (EXİSTENTENTİAL) zeka türünü 9. Zeka türü olarak literatüre sokmuştur. Dinsel sezgi ve yaşamın temel sorunlarına yönelik özel farkındalık yeteneğidir. Bu zeka türü ruhsal liderler, filozof ve bilgelerde görülür.

      Çoklu Zekâ Teorisi farklı yeteneklere sahip olan öğrenciler için fazla bir şey ifade etmeyebilir. Ancak öğretmenlerin, öğrencileri ve onların yetenekleri konusundaki düşüncelerini etkileyebilir. Çoklu Zekâ Teorisi eğitimcilere ders programlarını öğrencileri sistem dışı bırakan matematiksel ve dilsel zekânın ötesine taşıma imkânı sağlar. Öğretmenlere hitap ettiği bilişsel yetenekleri anlamaları konusunda yardımcı olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder