20 Mart 2020 Cuma

HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ



    Hızlı okuma, metinlerin belirli bir süre içinde anlayarak okunmasıdır. Metinleri okuma sırasında göz kaslarını eğitilmesi ve gözün görme alanının genişlemesi okuma hızını artırır. Hızlı okuma ile göze bir hız kazandırılır aynı zamanda da görme ile algılama arasındaki uyum sağlanır. Buradaki amacımız metinleri hem hızlı okumak hem de anlamaktır. Buna “anlayarak hızlı okuma” denir. 
Hızlı okuma eğitimi sonrasında kelimeleri gruplar halinde okuyacak duruma geliriz.
Satırları tekrar etmeden, akıcı bir biçimde okuruz.
Odaklanma, konsantrasyon ve dikkat dağınıklığı sorunlarını en aza indiririz.
Kalıcı bilgiler ediniriz.
Normal okuma hızımızı 4 katına çıkarırız.


   Bir insan normal standartlarda ortalama bir dakikada 150 ila 300 kelime okuyabilir. Hızlı okuma konusunda kendini geliştirmiş bir insan bir dakikada 2000 kelimeye kadar okuyabilir. Üstelik okuduklarını anlar. Hızlı okumak zihni hızlandırır, hızlı okumayı başaran hızlı anlamayı da başarır.

    Hızlı okumak için öncelikle hızlı okuyabileceğinize inanmalısınız. Hızlı okumak için hedefler belirlemelisiniz. Daha hızlı okuyabilmek için gerekli teknikleri ve egzersizleri uygulamalısınız. Başlangıçta da söylediğim gibi aktif görme alanının genişletilmesi gerekir.

   Aktif görme alanı dediğimiz de gözlerin ilk bakışta gördüğü ve anlamlandırdığı alana verilen ad olduğunu anlıyoruz. Önce iki kelimeyi ardından 3-4 kelimeyi gruplayarak okursunuz. Kendinizi geliştirdikçe bir satırı hatta bir paragrafı görmeye başlarsınız böylece kısa sürede çok daha fazla kelimeyi görmüş olursunuz. Çalışmalara devam ettiğiniz takdirde hızınızı müthiş bir şekilde artar. Hem hızlı okur hem de hızlı anlarsınız.
    Doğru okumak için okuyucudan kaynaklanan faktörleri iç faktörler, okuyucu dışında gelişen faktörlere de dış faktörler diyoruz. Doğru okumak için hem iç hem de dış faktörlerin doğru bilinmesi gerekir.

   Doğru Okuma İçin Gerekli İç Faktörler;
   1.Motivasyon: Kişiyle ve hedefleriyle alakalı bir içsel süreçtir. üniversite sınavından yüksek puan almak isteyen öğrenci, daha az sürede daha çok soru çözmek için hızlı okumayı geliştirmek zorundadır. Bu bilincin farkında olması motivasyonu artıracaktır.
   2.Hedefler: Okuyucu kısa orta ve uzun vadeli hedefler belirleyerek hızlı okumanın amacını belirlemelidir. Neden hızlı okumalıyım? Sorusunu cevaplamalıdır.
   3.Aktif Görme Alanı: Hızlı okumanın zihin ve gözle yakından ilgisi vardır. Eğer aktif görme alanınızı genişletebilirseniz tek bakışta okuyabildiğiniz kelime sayısı da artar. Sıradan bir insan baktığı 3-4 cmlik alanı anında anlamlı hale getirebilir. Ancak aktif görme alanını genişletmiş bir okuyucu iki satırı da aynı anda görebilir.
   4.Disiplin: Hızlı ve doğru okumak için disiplin şarttır. Okumayla aynı anda başka şeyler düşünemezsiniz. Eğer başka şeyler düşünüyorsanız hızlı okuyamazsınız. Eğitimlerinizi, alıştırma ve egzersizlerinizi aksatmamalısınız. Kendinize program yapmalı bu programa uymalısınız.
   5.Zihinsel Süreçlerin Geliştirilmesi: Zihin geliştirmek de okumak konusunda çok önemlidir. Eğer sezgilerinizi ve tamamlama gücünüzü artırabilirseniz okumadığınız kelimeleri zihninizde anında tamamlayabilir ve böylece tüm kelimeleri okumaya ihtiyaç duymazsınız. Buna kapasite artışı da diyebiliriz. Eğer doğru egzersizleri yaparsanız zihinsel süreçleriniz gelişir. Bu da zihinsel işlemlerinizin hızlanmasına neden olur. Tek hamlede bir kelimeyi çözümleyen beyin eğitimler sayesinde tek hamlede 15 kelimeyi çözümleyebilir. Bu konuda eklememiz gereken bir nokta daha var o da gözün hareketleridir. Hepimiz gözümüzün okuma yaparken sürekli sağa sola doğru hareket ettiğini görür ve böyle olduğunu düşünürüz. Ancak gözler izle -dur - fotoğraf çek mantığı ile hareket eder. Yani aslında bir devinim yoktur. Bu duraklamalar ne kadar fazla olursa o kadar çok zihnin işlem yapması gerekir. Bu işlemleri azaltabilirseniz okumanızda hızlanır.  
   6.Kelime Hazinesi: Hızlı okumak yetenekle ilgili değildir. Ancak kelime hazinesinin zengin olması okuma hızını artırır. Bu da kelime hazinenizi geliştirmeniz gerektiği anlamına geliyor. Tıp okuyan bir öğrenci tıbbi terimleri tam anlamıyla öğrendiğinde arkadaşlarından iki üç kat daha hızlı okuyacaktır. Çünkü zihin kelimeleri gördüğü anda anlamı kafasında belirecek, ne anlama geldiği konusunda düşünmek için ek süreye ihtiyaç duymayacaktır. Bu nedenle kelime hazinesini geliştirmek için bol bol kitap okunmalı ve sözlükler karıştırılmalıdır.

    YANLIŞ OKUMA TUTUM ve DAVRANIŞLARI
     Okuma becerileri bireylerin anaokulundan itibaren kazanması gereken davranışların başında gelir. Eğitim hayatında karşılaşılacak güçlüklerin yenilmesinde büyük bir öneme sahiptir. Çocukların öğrenme problemlerini yaşaması bazı aksaklıkları da beraberinde getirmektedir. Aynı zamanda öğretmenin kullandığı yanlış metotlar da okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerinde problem yaratabilir. Öğretmenin izleyeceği yol ve yapacağı çalışmaları doğru seçmesi önemlidir; bu seçim, sıkıntı yaşayan öğrencilerin bu problemlerini çözebilecekleri düşünülmektedir.
    Bu bölümde bireyi yanlış okumaya yönelten sebeplerle, yanlış okuma tutum ve davranışlarının nedenleri ve çözüm yolları üzerinde durulacaktır.
   Okuma esnasında çocuğun kendisinden kaynaklanan yanlış okuma tutum ve davranışları vardır. Bunları teker teker açıklayalım.

   I. Çocuğun Kendisinden Kaynaklanan Yanlış Okuma Tutum ve Davranışları
   1.Heceleyerek Okuma; Okumayı heceleyerek anlamaya çalışmak ya da seslendirmek gerek algılama gerekse zaman yönünden sakıncalıdır, çünkü düşünce herhangi bir şeyi bütün olarak algılar (Güneş, 1997: 251). Hecelemeden dolayı düşünce sistemleri arasında tam olarak bir bütünlük sağlanmadığı zaman gerek dil becerilerinin gelişimi gerekse kavrama kabiliyeti zarara uğrayabilmektedir. Bu engel, fonksiyonel okumanın dışına çıkarak istendik okuma davranışının önüne set çekmektedir. Bu yanlış okuma oldukça yorucu bir okumadır. Heceleyerek okuma, okuma hızı açısından engelleyicidir. Bunun yerine bütünü görme yoluna gidilmelidir (Sever ve Bşk. 1990: 11). Heceleme davranışı, öğrenmekle öğrenmeme arasında kalan bir süreçtir. İlk okuma döneminde tüme varım yönteminin kullanılması bu sonucu doğurmuş olabilir. Harften heceye, heceden sözcüğe, sözcükten cümleye doğru bir sıra izlenirse heceleme davranışı oluşabilir. Bu durum hızlı okumayı ve anlamayı düşürür. Heceleme tekniği, bütün olarak kavrama yaklaşımına ters düşmektedir. Çünkü beynin hızı, görme hızından daha fazladır. Hecelemede beyin yorulur ve okuma zevki körelir.
    İlkokul ve ortaokul seviyesindeki çocuklarda en sık görülen okuma hatalarından biridir. Hecelemek daha iyi anlamanızı ya da daha güzel okumanızı sağlamaz. Eğer heceleyerek okuyorsanız birtakım egzersizler yaparak bu okuma hatasından kurtulabilirsiniz. Çünkü hızlı okumanın hedefi tek bakışta onlarca kelimeyi görüp anlamlandırabilmektir. Eğer heceliyorsanız bunun tam aksini yapıyorsunuz demektir. Çünkü kelimeleri gruplamak yerine tek bir kelimeyi bile bölüyorsunuz bu da sizin okuma hızınızı sıradan insanların bile altına çekecektir. Eğer hecelemeden okumak istiyorsanız, kelimeleri bir bütün olarak okumaya çalışın ve asla geri dönüşler yapmayın bir süre sonra hecelemeyi kestiğinizi fark edeceksiniz.

 Çözüm Önerileri:
—Resimleme metodu uygulanmalı,
—Cümleyi oluşturan ögeler birlikte verilerek ezberletilmelidir,
—Daha sonra kelimeye, en sonunda da heceye geçilmelidir,
—Görme yelpazesi genişletilmelidir.
   
2. Kelime Kelime Okuma: Okuma işlemini yapan beynimizdir. Göz, gördüklerini beyine iletir. Beyin gelen bilgileri deşifre edip sıraya koyarak birbiriyle ilişkilendirir. Eğer çocuk bir defada bir kelime okuyorsa; bu, yavaş okuma ve anlamı kaçırmalarına neden olur. Çünkü beyne ne kadar fazla bilgi gönderilirse beyin o kadar hızlı hareket eder. Göz de iletkenlik işlevini kelimelerin üzerinden kayarak değil sıçrayarak yapar. Göz bir duruş ve sıçrayış sırasında beyine ne kadar çok kelime gönderirse çocuğun anlama düzeyi de o kadar artar. Diyelim ki on beş kelimelik bir cümleyi okuyan çocuk eğer kelime kelime okuyorsa gözü on beş kez sıçrama yapacak, bu ağır tempoda gözden çok daha hızlı hareket eden beyin sabırsızlık göstererek okunan cümleye ilgisini kaybedecektir. Böylece uzun bir cümlenin okunuşunda cümlenin sonuna gelindiğinde cümlenin başıyla ilişki kopmuş olduğu için çocuk cümleyi tekrar baştan alarak okumaya çalışacaktır. Oysaki kelime kelime okuma yerine göz bir defada anlamlı 2–3 kelime gönderecek olursa beyin tarafında anlamlı kelime grupları arasındaki ilgi çok çok çabuk kurulacak, böylece geri dönüşlerin önüne geçilip anlayarak okuma sağlanmış olacaktır (Türkkan, 2000: 92; Ruşen, 2000: 40).
    Çözüm Önerileri:
- Görme yelpazesini genişletme çalışmaları,
- Gözü hızlandırma çalışmaları,
- Cümlenin ilk ve son kelimeleri yuvarlak içine alıp geri kalan kelimelerin altı çizilerek ilk kelimeyi okuyup çizgiyi takip ederek son kelimeyi okuma,
- Önce bir kelimenin birkaç mm altına belirgin bir nokta koyulmalı, koyulan noktaya yoğunlaşıp üstteki kelimeyi görme çalışması yaparak daha sonra birkaç kelimenin altına nokta koyularak aynı çalışmanın tekrarlatılması,
- Örnek cümlelerin kelimelerini, anlamlı bir şekilde birkaç kelimeyi yuvarlak içine alarak okuma çalışmaları.
   3. Geriye Dönüp Tekrar Okuma: Okumadaki bu yanlış alışkanlık, çocuk kelimeyi anladığı hâlde kendine güvensizlik, tereddüt ve bir daha okursam, daha iyi anlarım gibi birtakım engellerden kaynaklanmaktadır. Bu durum çocuğun okuma hızını yavaşlattığı gibi algılama durumunu da azaltır. Tekrar geri dönüşlerle yapılan okuma, konuya karşı dikkatin ve ilginin bir süre sonra azalması ve okumanın zevk alınmayan faaliyet hâline gelmesine yol açar. Böylece kısa bir sürede okunup anlaşılacak bir metnin uzun sürede elde tutulması çocuğu okumadan soğutacağı gibi beynin ağır tempodan sıkılarak başka konulara yönelmesine de yol açar. Okuma hataları arasında sesli okumadan sonra en sık yapılan ikinci hatadır. Geriye dönmenin iki temel nedeni vardır. Birincisi anlayamama korkusudur. İkincisi ise konsantrasyon eksikliğidir. Yani okudunuz ama anlamadığınızı düşündünüz ya da okudunuz ama o esnada başka bir şey düşündünüz. Böyle olduğunda bu satırı anlamadım bir daha okuyayım düşüncesi ile başa döner tekrar okursunuz. Fakat bu gereksiz bir eylemdir. Çünkü her kelimeyi okumak zorunda değilsiniz. Bir cümlede her kelime hatta her hece okunması bile cümleler kolaylıkla anlaşılır. Daha da ileri gidelim harflerin yeri farklı olsa bile kelimeler ve cümleler anlaşılır.

    Çözüm Önerileri:
- Okunan satırların üzeri kapatılarak yapılacak okuma çalışmaları,
- Anlayamam endişesini ortadan kaldırmak için kelimeleri bir defada okumaya yönelik güven verici telkin ve ikna çalışmaları,
- Seviye üstü metinleri sadeleştirme çalışmaları.
    4. Anlamı Kaçırma, İlgisizlik ve Yoğunlaşamama: Çocuk okuduğu parçada anlamını bilmediği kelimeler ve kavramlarla sık sık karşılaşıyorsa okumaya karşı ilgisizlik ve isteksizlik giderek artar, bu durum algılama seviyesini düşürür; okunan parçaların anlaşılmamasına, anlaşılmama da metne yönelik zaman kayıplarına neden olur. Artık okunan metinden çok günlük başka işlere veya sorunlara doğru ilginin yönelmesi söz konusudur. İlginin okunan parçadan başka şeylere yönelmesi metne yoğunlaşmayı da olumsuz yönde etkileyecek, çocuğun okuma isteği azaltacaktır. Öğretmen, ilgisi dağınık olan öğrencileri tespit etmeli, onlara okumanın sağlayacağı faydaları üzerinde motive edici telkinlerde bulunmalıdır. Böylece çocuğun tekrar konu üzerinde yoğunlaşması sağlamış olacaktır.
   Aynı zamanda okuma hatalarından biri de okumak için hazır olmamaktır. Eğer okuma yapmayı planlıyorsanız bu işi başka işlerin arasına sıkıştırmayın. Bir yandan haber izlerken bir yandan kitap okumaya çalışmayın. Ya da alışveriş listesini düşünürken sayfaları çevirmeyin. Çünkü bunlar farklı işler okumak istediğinizde sadece okumaya zaman ayırmalısınız. Bu hem daha kısa süre hem daha verimli olur.
   Çözüm Önerileri:
— Okunan metinde anlamı bilinmeyen bir kelimeye tespit edilince, kelime işaretlenip okumaya devam edilmeli, okuma işlemi bitince kelimenin anlamına sözlükten bakılmalıdır (Tony, 2001: 167).
—“Hızlı ve geri dönmeden okursam anlayamam.” ön yargısını aşmak, okunan materyale göre ( gazete, roman, makale...) okuma hızını tespit etmek,
— Günlük hayatın telâşından ve gerginliğinden uzaklaşıp okunan parçaya yoğunlaşmayı öğrenme,
— Okumaya başlamadan önce okumaya uygun bir ortam hazırlamak,
— Çocuğun ilgi ve dikkatini çekecek materyal hazırlamak.
    5-Dudak Kıpırdatma (mırıldanma): Dudak kıpırdatarak yapılan okumalar, okuma hızını düşürerek anlamayı olumsuz etkilemektedir (Güneş, 1997: 251). Sesli okuma döneminde, sessiz okumaya yeterince yer verilmediğinden bu problem ortaya çıkmaktadır. “Sesli okuma, özellikle temel eğitimin birinci kademesinde üzerinde önemle durulması ve öğrencilere mutlaka kazandırılması gereken temel dil becerilerindendir” (Çiftçi, 2000: 178). Bu dönem sağlıklı bir şekilde geçirildikten sonra sesli okumaya daha fazla yer verilmemelidir. Sesli okumada gözle algılanıp zihinle kavranan sözcük veya sözcük kümeleri dil yardımıyla seslendirilir. Bu alışkanlık sürekli devam ederse sessiz okuma düzeninde de bu yanlış okuma ortaya çıkar (Demirel, 2003: 80).
    Çözüm Önerileri:
—Dudak kıpırdatmasını önlemek için dudaklar arasına bir mendil yerleştirilmeli (Güneş, 1997: 251),
—İlk okuma döneminde belirlenen süreyi aşmamalı,
—Cümlenin tamamına baktırılmalıdır.
    6. İçten Sesli Okuma(kafa sesi): Sadece çocukların değil yetişkinlerin de genellikle yaptıkları bir yanlış okuma tutumu da ağız kapalı olarak yapılan iç seslendirmedir. İç seslendirme alışkanlık hâline getirilmişse normal okumada bir fren vazifesini yerine getirerek çocuğun okuma temposunu geriletir. Diğer bir yanlış davranış durumu da sadece belli kelimeler üzerinde yapılan iç seslendirmedir. Çocuk okuma esnasında kendisine çok ilginç ve önemli gelen kelimeler üzerinde duraklar, göz o noktada sabitleşerek nefes tutulur ve iç seslendirme yapılır (Türkkan, 2000: 23).
    Çözüm Önerileri:
- Okuma esnasında tempolu nefes alıp verme çalışmaları;
- Okumaya başlamadan önce nefes alıp verme ritmini ayarlamak.
   7-Anlayamama Korkusu; Anlayamama korkusu okumaya karşı önyargılı yaklaşmanızdan ve kendinize güvenmeyişinizden kaynaklanmaktadır. Hızlı okuyan hızlı anlar. Zihnimiz bildiğimizden fazlasıdır. Hızlı okuma olgusunun tarihçesine baktığınızda okuma hızı ile anlama hızının doğru orantılı olarak arttığını görürsünüz.
    Genellikle seviye üstü metinlerin verilmesi sonucu oluşan bir davranıştır. Okuma engelleriyle karşılaşan okuyucu kendine olan özgüvenini yitirir. Bu durum okuyucunun okuma psikolojisini olumsuz etkiler, zihinsel olarak bireyin okuma becerisi kazanmasını engeller (Demirel, 2003: 77; Maviş, 2000: 108). Okuyucunun bu durumu aşamaması zamanla bir refleks şekline gelerek okumadan uzaklaşmaya sebep olur (Sever ve Bşk., 1990: 11). Bundan dolayı bazı öğrenciler okuldan soğumakta ve hatta okul hayatlarına nokta koyabilmektedir.
    Çözüm Önerileri:
—Seviye üstü metinler verilmemeli,
—Öğrencinin özgüvenini sağlayacak eserler verilmeli,
—Okuyucunun severek okuyacağı metinler verilmeli,
—Okumadan zevk alınması sağlanmalıdır,
—Hızla ilerleyen öğrencilere çeşitli ödüller verilmelidir.
    8.Okumaya Karşı Önyargılar; Geçmiş yaşantılar sonucu oluşmuş davranışlar okumaya karşı olumsuz tutumlar geliştirebilir. Gerek öğretmenler gerekse anne ve babalar çocuklar üzerinde büyük bir etkiye sahiptirler. Onların yaklaşımları çocukların esnek ya da katı okuyucu olmalarına zemin hazırlayacaktır. Bu bakımdan model olabilecek kişilerin okumaya bakışı önemlidir.
 1- “Ben keyif için okumak istiyorum. Sevdiğim yazarın romanını doya doya okumak istiyorum ne diye hızlı okuyacakmışım hızlı okuyunca keyif almıyorum” düşüncesi tamamen ön yargıdır. Çünkü hızlı okumayı denemediğiniz için hızlı okuduğunuzda anlamadığınızı düşünüyor ve keyif almadığınıza inanıyorsunuz. Hâlbuki hızlı okumayı öğrenseniz sevdiğiniz yazarların kitaplarını çok daha fazla okuyabilirsiniz. Hızlı okumak okuma keyfini azaltmaz. Bilakis arttırır.
2- “Hızlı okursam okuduğumu anlamam” düşüncesi de yanlış bir düşüncedir. Ne kadar hızlı okursanız o kadar hızlı anlarsınız.
3- “Hızlı okumak bir işe yaramaz” ilkokuldan, doktora tezine kadar türlü türlü sınavlara giriyoruz ve bu sınavların hemen hemen hepsi hızlı anlamayı da ölçüyor. Yani belirli bir zaman dilimi içinde ne kadar çok soruyu doğru yaptığınız sizi başarılı kılıyor. O halde neden yavaş okuyalım ki… Üstelik okumak eylemi, birçok meslekte iş tanımı içinde yer alır. Bu kişiler rapor yazmak için gündemi takip etmek için ya da başka bir nedenden dolayı hızlı okumak zorundalar, hızlı okurlarsa kendilerine zaman ayırabilirler. Aksi halde tüm zamanlarını iş için harcamış olurlar.
4- “Hızlı okumak yetenek gerektirir” Hızlı okumak için yeteneğe ihtiyacınız yoktur. Sadece hızlı okumayı öğrenmeye ihtiyacınız vardır. Okuma yazma bilen herkes hızlı okuyabilir.

    Çözüm Önerileri:
—Kontrol edilmiş metinler yoluyla temel yaklaşımlar kazandırılmalı,
—Okuyucu, okuma konusunda serbest bırakılmalıdır,
—Okumayla ilgili ön bilgi verilirken olumsuz yargılardan kaçınılmalı.
   9.Okunanı Sessiz Takip: Sessiz okuma süresince göz yazıyı tanır tanımaz algılar ve uzun ya da kısa süreli belleğe gönderir (Güneş, 1997: 57). Bu algılama hızlı okuma ve anlamayı olumlu etkiler. Yanlış olan ise okunan metinleri okuyucunun içinden sesli okuyarak takip etmesidir. Bu yanlış okuma tutumu, hem okuma hızını hem de algılamayı olumsuz etkiler.
   Çözüm Önerileri: —Sessiz okumalarda içinden heceleyerek okuma yanlıştır. Bunu önlemek için başparmağı gırtlağa hafifçe basarak çocuğun içinden okuması engellenebilir (Sever ve Bşk., 1990: 11). —Seviye metinleri yoluyla geriye dönüşler engellenebilir.

II. Okumayı Etkileyen Yanlış Alışkanlıklar ve Dış Faktörler
   3. Kelimelerin Altında Parmak Ya da Kalem Gezdirme; İlk okuma döneminden kalan bir yanlış alışkanlıktır. Okuyucu satırları kaybetmemek için bu yola başvurmaktadır. Okuma yaparken elinizde asla bir şey bulunmamalıdır. Okumak başlı başına bir eylemdir ve başka bir aktiviteye izin vermez. Aksi halde okumanız yavaşlar. Kelimelerin altında parmak ya da kalem gezdirme de sizi yavaşlatan önemli okuma yanlışlarından biridir. Çünkü parmakla okumak, sizi parmağınızın satırın başına dönmesine kadar bekletecektir. Eğer parmakla ya da kalemle okumaktan vazgeçemiyorsanız kitabı iki elinizle tutun ve satırlar üzerinde odak noktaları belirleyin o noktalara bakarak 3-4 kelimeyi birden görmeye gayret edin. Böylece parmak gezdirme sorunundan kurtulabilirsiniz.
      Okuma hızını ve anlamayı olumsuz etkiler (Sever ve Bşk., 1990: 11). Bu davranış, hızla giden gözleri engelleyerek hem beyin–göz hem de beyin-algılama zincirini olumsuz etkiler (Güneş, 1997: 252). Bu bakımdan “göz-ses uzaklığı”nı becerilerin kazandırıldığı dönemde aşılamalı ve beyin-göz takibi sağlanmalıdır. Böylece “göz-ses uzaklığı” dengelenirse okuma hızı artar (Nas, 2002: 41-42).
   Br ignliiz üvnseritsinede ypalaın arşaıtramya gröe, kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı ömneli dğeliimş. Öenlmi oaln brincii ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyş. Ardakai hfraliren srısaı krıaşk oslada ouknyuorumş. Çnükü kleimlrei hraf hraf dğeil bri btün oalark oykuorumuşz.
   Yukarıdaki metni rahatlıkla okudunuz değil mi? Şimdi bazı kelimeleri çıkaralım.
 (duraksamadan okuyunuz)
   Bir ignliiz üvnseritsinede ypalaın ………… gröe, kleimleirn hrfalreiinn ………. srıdaa yzalıdkılraı ……… dğeliimş. Öenlmi o… brincii ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyş. Ardakai hfraliren ……. krıaşk oslada ouknyuorumş. Çnükü kleimlrei …….. hraf dğeil bri btün oalark oykuorumuşz.
   Yukarıdaki cümleyi de muhtemelen okudunuz ve anladınız. Bu yüzden artık geri dönmekten vazgeçmelisiniz kendinize güvenin ve zihninizin çok daha fazlasını yapabileceğine inanın. Her geri dönüş gereksiz vakit kaybıdır. Üstelik bu okuma şekli ile kendinizi sürekli durdurursunuz.

   Çözüm Önerileri:
—Satır işaretçisi kullanılmalı (Güneş, 1997: 251),
—Satır araları çocuğun ya da okuyucunun düzeyine göre ayarlanmalı,
—Okuma parçalarının puntoları seviyeye göre ayarlanmalıdır.
    2-Göz-Başla Takip: Baş ve vücut hareketleriyle satırları takip etmek göz – satır mesafesini bozmaktadır (Güneş, 1997: 251). Bu durum gözü yorduğu gibi beyni de yormaktadır. Bu davranış, parmakla yapılan takip gibidir. Kelimeleri göz ya da başla takip ederek tek tek okuma, okuyucunun dikkatini dağıtacağı gibi algılama süresini de uzatır.
    Çözüm Önerileri:
—Başın sabitlenmesi için, üstüne bir kitap konularak sağa sola dönüşleri engellenmeli,
—Okuma metni, uygun mesafeye getirilmeli,
—Satır araları ve cümle uzunlukları düzeye uygun olmalı.
    3-Metin-Göz Mesafesini Ayarlayamama: Metin-göz mesafesini ayarlama, ilk okuma eğitimi sırasında kazanılması gereken bir davranıştır. Bu dönemdeki dik oturma ya da mesafeyi tam olarak ayarlama alışkanlığı olmadığı durumlarda çeşitli sorunlar ortaya çıkar. Göz çabuk yorulur ve zarar görür (Sever ve Bşk., 1990:11). Birey, okuma becerisini kazanıp kazanmama korkusuyla uğraşırken okuma materyallerini çok farklı şekillerde kullanabilir. Okuma parçasının kendisinden uzak olması, şifreleri çözememe ve anlayamama endişesi doğurabilmektedir.
   Çözüm Önerileri:
—Okuma sırasında dik oturmalı,
—Mesafe yaklaşık 20–30 cm olmalı,
—Cümlenin tamamını görmeye çalışılmalı,
— Metinler sütunlar şeklinde verilmelidir.
    4-Uygun Okuma Ortamı Oluşturulamaması; Eğer okuma yapacaksanız fiziksel ortamın uygun olması gerekir. Okuma yapılacak ortamın sessiz olması şarttır. Okuma yaptığınız ortamda ilginizi çekecek uyaranlar varsa o uyaranları ortamdan uzaklaştırmalısınız. Okuma yapmaya karar verdiyseniz diğer işlere kendini kapatmalısınız. Güneşli bir günde dışarıda oynayan çocukları izleyerek okuma yapamazsınız. Aynı anda müzik dinleyip okuma yapamazsınız. Birileri ile konuşurken okuma yapamazsınız. Kısacası okuma eyleminden sizi uzaklaştıracak ne varsa bulunduğunuz ortamdan çıkarmalısınız.
    Okuma ortamı, okumanın gerektirdiği okuma materyallerinden yoksun olduğu zaman, okuyucunun isteğini arttıran ve motive eden temel etkenler olmayacaktır. Bu eksiklik, okuma hızını ve anlamayı olumsuz etkileyecektir. Ortamın araç-gereçlerden yoksun olması çocuğu yanlış okuma davranışlarına yöneltebilir.
    Çözüm Önerileri:
—Işık gözü yorucu olmamalı,
—Okuma düzeni tek kişilik olmalı,
—Sessizlik sağlanmalı,
—Okuma salonunda A’ dan Z’ ye ansiklopedisi bulunmalı,
—Okuma salonunda Türkçe sözlük bulunmalı,
—Okuma salonunda deyim ve atasözleri sözlüğü bulunmalı,
—İlgi ve seviyeye uygun eserler olmalıdır (Güleryüz, 2003: 153).
   5-Amaçsız okuma: Neyi elde edeceğini ya da neyi aradığını bilmeden yapılan okumadır (Sevinçgül, 1989: 16). Temel okuma alışkanlıklarını edinemeyen kişilerde görülür. Bu durum düzensiz beslenen insanlar gibi her türlü abur cuburu yemeye benzer. Doğru yönlendirme olmadığından bazen çok fazla zaman kaybına neden olabilmektedir.
Çözüm Önerileri:
— İhtiyaca göre kitap ya da herhangi bir eser seçilmeli (Sever ve Bşk., 1990: 9), — Beklenti ve ilgilerine cevap veren eserlere yönlendirmeli,
— Seçicilik özelliği kazandırılmalıdır. (Hangi eserleri niçin okuması gerektiğini bilme.)
    6-Seviye Üstü Metinler: Okuma hızı, metinlere göre değişir. Düzey üstü metinler okuyucunun hızını ve anlamasını etkiler. Okuyucuları söz dağarcığı ve hazır bulunuşluk açısından olumsuz bir davranışa iter. Okuyucunun öz güvenini yitirmesine sebep olabilir.
   Çözüm Önerileri:
— Metinler okuyucunun seviyesine uygun hâle getirilmeli (kontrol yoluyla),
— Bilinmeyen Kelimelerin miktarı ayarlanmalı (7-8’i geçmemeli ),
— Önemli olan çok okumak değil kalıcı ve yararlı bilgiler edinmeyi sağlamaktır (Korkmaz, 1988: 19).
    7.Öğretmen Faktörü “Çiçek ol!”: Okuma sırasında, öğretmenin öğrencileri herhangi bir şekilde sınırlandırması doğru değildir. Bu durum hem algılamayı hem bedensel hareketleri kısıtlar. Serbest düşünme ve hayal etme gücünü engeller. Okuma isteğini azaltır.
    Çözüm Önerileri:
—Okuma sırasında öğrenciler kısıtlanmamalı,
—Okuma ve dinleme şekillerine karışılmamalı,
—Okuma parçası okuyucunun ilgi ve ihtiyaçlarına cevap vermeli,
—Öğretmen tarafsız davranmalıdır.

   8. Sesli Okuma: En sık yapılan hatalardan biri sesli okumadır. Okurken kelimeleri mırıldanmak sesli okuma hatası olarak değerlendirilir. Sesli okumak ilkokuldan kalma bir alışkanlıktır. Okumayı öğrenirken aynı zamanda kelimelerin seslendirilişi de öğretilir. Ancak bu davranış daha sonra sessiz okumaya dönüştürülemezse kalıcı hale gelir. Çok sık okumayanlar sesli okuma hatasından vazgeçemezler. Burada amaç okumanın daha iyi anlaşılması için kulağın da kullanılmak istenmesidir. Ancak sesli okumak, okuma hızınızı düşürür. Gözleriniz ve zihniniz okumayı çoktan yapar ama seslendirme geriden gelir. Okuma yaparken her türlü motor davranıştan uzak durmanız gerekir. Eğer okurken içinizden okuma yapıyorsanız (yani ses çıkarmıyorsanız) maalesef bu da bir okuma hatasıdır. Eğitim almamış insanların en sık yaptığı hata iç ses ile okumaktır. Çok hızlı okuduğunuzu aynı zamanda iç sesinizle seslendirme yaptığınızı düşünebilirsiniz. Ancak her kelimeyi içinizden tek tek seslendiriyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Kelimeleri seslendirmek yerine gruplayarak cümleleri anlamalısınız. Kulağa zor gelebilir ancak yapılması oldukça kolaydır. Bunu yapmaya başladığınızda hızlandığınızı da fark edeceksiniz. Eğer içinizden seslendirmeyi kesmeyi başarırsanız kelimeler, kelime olmaktan çıkacak ve birer fotoğrafa dönüşecektir. Siz ilerlerken, zihin az önce gördüğü fotoğrafı yorumlayacaktır.
    
   
    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder