1. Etkili
ders çalışma: Temel olarak ders çalışma sırasında
öğrenmenin maksimum yoğunluklu olduğu çalışmadır. Bu şekilde zorlandığınız
konuları daha iyi öğrenir ve öğrendiklerinizi geç unutursunuz. Etkili ders
çalışma teknikleri ise öğrenmenin en üst düzeye çıkarılması için uygulanan
tekniklerdir.
2.Verimli ders çalışma: Etkili çalışma ile benzerdir. Temel olay
öğrendiğiniz bilginin çalıştığınız süreye olan oranını yüksek tutmaktır.
Bazı öğrencilerin daha az
çalışarak daha fazla başarılı olmasının zekâ gibi etkenlerin yanında asıl etken nasıl çalışacağını bilmesidir. Önemli olan hem etkili hem de verimli ders
çalışmaktır.
Verimli Ders Çalışma;
Kişinin ders çalışması sonucunda maksimum
derecede verim almasını sağlayan çalışma yöntemidir. Çok çalışmanın bir anlamı
yoktur, önemli olan verimli çalışmaktır. Önemli olan ders çalışma sürenin
uzunluğundan çok, bu çalışma sonucunda elde edilen başarıdır. O zaman ders
çalışma ve başarı aynı anda değerlendirilmelidir.
Verimli ders çalışma yollarını öğrenmek
isteyen öğrencinin, önce bu yönde olumlu alışkanlıklar kazanmaya kararlı olması
gerekir. Sonra ders çalışmasını aksatan ya da kolaylaştıran alışkanlıklarının
bir listesini yapmalıdır. Bir yandan listede bulunan ders çalışmasını aksatan
alışkanlıklarını bırakmaya çalışırken, öbür yandan da kolaylaştıran alışkanlıklarını
pekiştirmek için çaba göstermelidir. Bu bir süreçtir. Ne kadar süreci kişiye
bağlıdır.
Öğrencilik yaşamının önemli bir parçası dersler ve ders çalışma gerekliliğidir.
Bu dönemde bizden istenen tek şey derslerimizden başarıyla geçmektir. Bu
da ancak düzenli bir çalışma alışkanlığıyla olur.
Verimli çalışmayı etkileyen
faktörler:
Zamanı doğru yönetebilmek: Zamanı iyi değerlendirememenin en önemli sebeplerinden biri başarısızlık
korkusudur.
Çalışmalarımızdan verim alabilmek için bizi
engelleyen mükemmeliyetçilik eğilimlerimizi kontrol altına almalıyız.
Dikkati toplayabilmek ve çalışılan konuya yoğunlaşabilmek: Dikkatimizi dağıtan birçok etmen vardır. Kafamızı meşgul eden kişisel
sorunlarımız, bedensel yorgunluk, fiziksel hastalık, çalışma ortamının kimi
özellikleri, karmaşık bir örgüde sunulan bilgiler ve performans kaygısı, bunlar
içinde sıkça rastlanan problemlerdir. Verimli çalışabilmek için dikkat dağıtan bu tür
etmenleri en aza indirmemiz gerekir.
Motivasyona sahip olmak: Kişi neyi, niçin çalışması gerektiğini bilmelidir. Hedeflerin varlığı
çalışma isteğini artırır.
Öncelik sıralaması yapabilmek: Bazen çalışılması gereken konular birikir. Hangi konudan başlayacağımızı
bilemeyiz. Bu noktada yapılması gereken bir plan hazırlamaktır. Önce hangi
konuyu çalışacağımızı bilirsek çalışmaya başlamamız o kadar kolaylaşır.
Nasıl verimli çalışılır?
1.Çalışmaya
başlamadan önce dinlenin.
2.Çalışma
ortamını kendinize göre düzenleyin. Telefon,tablet vs ulaşamayacağınız yere kaldırın
3.Zamanınızı iyi
değerlendirmek için iyi planlanmış bir program yapın.
4.Çalışacağınız konuyu alt başlıklara
ayırın. Çalışmaya her oturuşunuzda en azından bir basamağı tamamlayın.
5.Uzun süre ara
vermeden çalışmak iyi bir fikir değildir. Dikkatin belli bir zaman sonra
azalmaya başlayacağını unutmayın. 40-50 dakikalık dönemler halinde çalışın ve
aralarında 10-15 dakikalık molalar verin.
6.Zorlandığınız
kısımları parçalara bölerek çalışmayı deneyin. Her parçayı çalıştıktan sonra
tekrar ederek pekiştirin.
7.Size zor gelen ya da sevmediğiniz konuları çalışmak için en verimli saatlerinizi ayırın.
8.Çalışırken
hayallere daldığınızı ve konudan uzaklaştığınızı fark ederseniz, önce
hayalinizi ertelemeyi deneyin.
9.Çalışırken çok
sık ya da çok uzun süreli dalıp gitmeler yaşıyor ve konudan koptuğunuzu fark
ediyorsanız, kısa bir mola verin. Kalkın, bir bardak çay alın, biraz hareket
edin ve çok uzatmadan masanın başına geri dönün.
10.Not tutarak
çalışmayı deneyin. Not tutmak, çalışılan konuya karşı ilginin dağılmaması ve
bilginin akılda kalması açısından oldukça etkili bir yöntemdir.
11.Okuma yaparken
önemli yerlerin altını çizin ve gerektiğinde yanlarına eklemeler yapın.
12.Çalışma
sonrasında motivasyonunuzu artırmak için kendinizi ödüllendirin.
ETKİLİ DİNLEME YÖNTEM VE TEKNİKLERİ
İletişim aslında iki kişi arasında meydana gelen mesaj alışverişidir. Bu süreçte alıcı ve verici taraflar önemlidir. Mesajın doğru iletilebilmesi için iki tarafında bu süreçte yer alması gereklidir. Bilgi edinebilmek, eleştirebilmek ve değerlendirme yapabilmek için belli bir dinleme düzeyine ve alışkanlığına ulaşmak gereklidir. İşte bu sözü edilen tüm faktörlerin birbirleriyle yaptıkları bu sürece iletişim süreci denir.
İnsanın iradesi dışında duyduğu seslere işitme denir. Dinleme ise işitmenin bilinçli olarak yapılmasıdır. İletişim sürecinde karşımızdakileri dinleyip anlayabilmemiz için şunlara dikkat
edilmelidir.
1. Konuşmacıya bakılmalıdır:
Dinlediğimizin ilk belirtisi öğrencimizin yüzüne bakmamızdır. Konuşmamızı vücut
diliyle bütünleştirmemiz anlatımımızı daha güçlü kılacaktır.
2. Konuşan kişinin sözü kesilmemeli:
Konuşmacının konuşmasının sık sık kesilmesi, sözünün bitmeden kesilmesi
anlattıklarının önemsenmediği hissini yaratabilir. Konuşmacının anlattıklarından
katılmadığınız noktaları konuşmanın sonunda dile getirmelisiniz. Konuşmacının
konuşması sonuna kadar dinlenmediğinde verilmek istenen mesaj doğru anlaşılmaz.
3. Dinleme esnasında bütün
dikkat, anlama üzerinde yoğunlaştırılmalıdır: Eğer dinleyici gerektiği şekilde dinlerse unutması
o kadar daha azalır. Dinleyicinin anlama gücünü arttırabilmesi için anlama
niyetiyle dinlemeli ve konuşmacıyı gözleriyle takip ederek dinlemeye kendini vermelidir.
4. Dinleyicinin öncelikle konuşmacıyı ne
sebeple dinlediğini bilmesi gerekir. Dinleyicinin konuşmacının gayesini
anlaması ve buna göre dinlemesi gereklidir. İletişim sürecinde dinleyicinin
ihtiyacını dikkate almadan konuşma yapan konuşmacı dinleyiciyle fikir
ayrılığına düşebilir. Bu nedenle dinleyici grubunu iyi analiz etmemiz ve
konuşmamızı buna göre hazırlamamız gerekir.
5. Dinleme sürecinde dinleyicinin ruh hali de önem taşımaktadır. Dinlemeye hazır olmayan kişi dinleme sürecinde başarılı
olamaz. Konuşmacının anlaşılması zorlaşacaktır.
6. Dinleyicinin konuşmacının anlatacağı konuya ve kişiye ön yargılı
olmaması konunun tam anlamıyla anlaşılmasını sağlayacaktır. Bunun için iyi
bir dinleyici olmanın tek şartı konuşmayı sonuna kadar dinlemek ve ona göre bir
değerlendirme yapmak gerekir. Konuşma sonuna kadar dinlenildiği zaman verilmek
istenen mesaj doğru alınacaktır.
7. Dinleme sırasında
anlatılanların belirli aralıklarla özetlenmesi gerekir. Böylece konuşmacı bir konuyu bitirip diğer konuya
geçmeden önce anlattıklarının tam anlamıyla anlaşılmasını sağlar. Böylece hem
yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırır hem de dinleyicinin güvenini kazanır. Buna
dikkat ederse konuşmacıda rahatlamış olur.
8. Konuşma sürecinde anlaşılmayan yerlerle ilgili soru sorabilme imkânı
dinleyiciye verilmelidir.
Tabii ki bu sorunun zihinde belirdiği an yapılmamalıdır. Dinleyici sormak
istediği soruları not almalı, konuşmanın sonunda bu soruları yöneltmelidir.
Konuşmanın daha iyi anlaşılabilmesi için ve mesajları daha anlaşılabilir hale
getirecek sorular sormalıyız.
9. Sözlü anlatının başarılı olabilmesi için konuşmacının
ve dinleyicinin bu iletişim sürecinde istekli olmaları gerekir. Konuşma isteği veya dinleme isteği taşınmaması
iletişim sürecini zora sokacaktır. İletişim süreçlerinde karşımızda bulunan
kişileri dinlemede yetersiz olmamız en büyük problemdir.