3 Ağustos 2019 Cumartesi

ÖĞRENME YÖNTEMLERİYLE İLGİLİ FAKTÖRLER



Konunun yapısı
     Konunun yapısına göre öğrenme tümden gelim (bütünden parçaya) veya tüme varım (parçadan bütüne) olmak üzere ikiye ayrılır. Yöntem seçimi öğrenme malzemesine göre değişir.
    Ör: Cümle öğrenimi için önce harf, hece ve sözcük öğrenilmesi gerekir. (Tümevarım) Sayı sıfatlarını öğrenebilmek için sıfatları, sonra belirtme sıfatları sonra da sayı sıfatlarının öğrenilmesi gerekir. (Tümden gelim)
     İki yöntemin dışında ezber yöntemini de açıklamak gerekir. (bütün-parça-bütün çalışma yöntemi).ör:10 kıtalık bir şiiri ezberlemek için önce 10 kıta 10 kez okunur, Daha sonra 2şer 2 şer ayrılmış kıtalar 5 sefer okunur. En son da 10 kıta 5 sefer okunur. Bu yöntemle şiir öğrenilmiş olur.

Öğrenmeye ayrılan zaman
     Aralıklı çalışma, En etkili çalışma yöntemidir. Düzenli aralıklı çalışmalar ve dinlenmelerle yapılır ve tekrar edilir. Öğrenilenler kolayca unutulmazlar.
     Toplu çalışma, Konuların biriktirilip kısa zamanda yoğun bir şekilde çalışılmasıdır. Toplu çalışmalar ertesi gün yapılacak sınavlar için uygundur. Bu şekilde çalışılıp girilen sınavlarda başarı yüksektir fakat çabuk unutulur.

Etkin katılım
     Öğrenen öğrenilecek konunun özetini çıkararak, şemalar hazırlayarak, anahtar kelimeler çıkararak ve maddeler oluşturarak öğrenmeyi gerçekleştirebilir.(Uçar 2013) Etkin katılımda öğrenme çabası içinde olmak gerekir.
     Dinleme-Okuma-Yazma-Anlatma şeklinde bir sıralama yaparak ve yaşayarak öğrenmenin esasını oluşturur.

Geri bildirim
     Öğrenme süreci içinde konunun ne kadar öğrenildiğini anlamak için geri bildirim verilmesi gerekir. Yapılan hataların düzeltilmesi amaçtır.

18 Temmuz 2019 Perşembe

FELSEFE-EĞİTİM İLİŞKİSİ



    Eğitim programlarının temellerinde yer alan eğitim felsefeleri eğitim programlarını çeşitli açılardan etkilemektedir.
    Program tasarım modelleri, eğitim programının merkezinde neyin olacağını, programda neye ve hangi ögeye daha fazla ağırlık verileceğini belirme sürecidir. Eğitim programlarının merkezinde konu, öğrenci veya toplumsal sorunlar bulunur. Eğitim programının konu merkezli mi, öğrenci merkezli mi yoksa sorun merkezli mi olacağı temele alınan felsefeye bağlıdır.

    HEDEF     ➨   İÇERİK   EĞİTİM DURUMU (ÖĞRETMENİN DURUMU)  ➨   SINAMA

     Program tasarımında programın içeriği, programın amaçları, ne kadar öğretileceği, programın süresi ve programın öğretim yöntemi göz önüne alınarak dikkatlice tasarlanmalıdır. Eğitim sistemleri felsefe akımlarına göre kapsamlarını oluşturur.

EĞİTİM FELSEFELERİ
Daimicilik Nedir?                                                                    
    Rasyonel kişileri eğitmek, üstün zekalı kişiler yetiştirmek ve akıllı kişileri seçmektir. Bu amaca ulaşmak için öğretmen, öğrencilerin, düşünmelerine yardımcı olmak zorundadır. Eğitim durumlarında daha çok buldurma yöntemi kullanılmaktadır. Temel vurgusu, klasik konular, edebi çözümlemeler ve sabit bir program anlayışıdır. Bu eğitim akımına göre, insanın doğası ve ahlaki ilkeleri değişmez. Eğitimin hedefi de bu temel ve değişmez gerçeklere uyum sağlayabilecek bireyler yetiştirmektedir. Eğitimde asıl olan sağlam ve doğru karakterli insan tipi yetiştirmelidir. İnsan doğasının en önemli yanı akıldır. Bu nedenle zihinsel gelişim önemlidir. Öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçları, bireysel farklılıkları önemli değildir. Bu nedenle tek tip program anlayışı benimsenir. Sınıfın tek otoritesi öğretmendir ve katı, kurallı bir eğitim anlayışı vardır.   
  Daimicilik Eğitim Felsefesinin Özellikleri;
    Dayandığı Felsefe: İdealizm ve Realizm
    Eğitimin Amacı: Doğru ve sağlam karakterli, üstün zekâlı, akıllı, seçkin bireyler yetiştirmek ve rasyonel kişileri eğitmektir.
    Eğitimin görevi; bilgi (değişmeyen bilgi ve konuları) aktarmaktır. Geçmişten gelen kesin doğruları ve değerleri nesilden nesile aktarmaktadır. Eğitim sisteminin amacı insanı geliştirmek olmalıdır. Eğitimde insan zihninin geliştirilmesine önem verilir ve zihinsel gelişme yönünden üst düzey bireyler yetiştirilir.
    Eğitim Programlarının odak Noktası: Klasik konular, sabit program, beşeri bilimler.
    Öğretmenin Rolü: Öğretmen merkezlidir. Öğretmen, öğrencilerin düşüncelerine yardımcı olur. Geçmişten gelen kesin doğruları, bilgiyi ve değerleri nesilden nesile aktarır.

Temel Özellikleri;
Değişmeyen evrensel bir eğitim ilkesini savunur.
Bireylere entelektüel eğitim verilmelidir.
Eğitim hayatın bir kopyası değil ona hazırlıktır.
Büyük kitaplar (klasik eserler) eğitimi.
Öğrencilere dünyanın hem maddi hem de manevi gerçeklerini tanıtacak bilgiler verilmelidir.
Esasicilik Nedir?                                                                                     
  Esasicilikte, bireylerin zihinsel gelişimlerine yardımcı olmak ve yetenekli kişileri eğitmek temel amaçtır. Bu felsefi akımda öğretmen alanında uzman kişidir, geleneksel değerlerin yaygın bir şekilde öğretimi söz konusudur. Temel becerilerin (okuma, yazma, sayma), üzerinde durulduğu bu felsefede ayrıca, temel konular (ana dil, fen ve tarih) vazgeçilmez odak noktadır. Programların konu alanı üzerinde durulur. Zamanın tecrübesinden geçmiş kalıcı temel konuların ve değerlerin seçimine önem verirler. Eğitimin görevi kültürel mirası aktarmaktır. Sınıfta öğretmen otoritesinin esas olması gerektiğini savunan akım, daha çok öğretmen ve konu merkezli yaklaşım, strateji, yöntem ve tekniklerin kullanımına odaklanır.
Esasicilik Eğitim Felsefesinin Özellikleri  ;                                                                            
    Dayandığı Felsefe: İdealizm ve Realizm
    Eğitimin Amacı: Bireyler zihinsel yetilerinin gelişimine yardım etmek ve yetenekli kişileri eğitmektir.
    Eğitim Programlarının Odak Noktası: Temel beceriler (okuma-yazma, sayma) ve temel konular (ana dil, fen, matematik, tarih)
    Öğretmenin Rolü: Öğretmen merkezlidir. Öğretmen alanında uzman kişidir. Öğretmen otoritesinin sınıfta yeniden oturtulmasını savunurlar. Geleneksel değerlerin yaygın bir şekilde öğretimi söz konusudur. Öğrencinin potansiyelini tam olarak gerçekleştirebilmesi için öğretmenin rehberliğine ve yetişkinlerin kontrolüne ihtiyaç vardır.
Temel Özellikleri ;                                                                                                                         Öğretmenin doğasında çok sıkı çalışma ve çoğu zaman zorlama vardır.
Eğitim ve öğretimde girişim öğrenciden çok öğretmende olmalıdır.
Eğitim sürecinin özünü, konu alanının çok iyi özümlenmesi oluşturur.
Okulda zihinsel disiplin yaklaşımlarının geleneksel yöntemleri kullanılmalıdır. Genel kavramlarının geliştirilmesi ve hayatın bütününü kavratacak şekilde bir öğretimin yapılabilmesi için soyut düşünme, disiplin, araştırma, ezber, düz anlatım, alıştırma ve tekrar gibi geleneksel öğretim yöntemleri kullanılmalıdır.
Geçmişten gelen temel bilgi ve değerlerin önemli yanları korunup yeni kuşaklara öğretilirse, yeni kuşaklar için geçmişin başarıları üstüne daha mükemmel bir uygarlık kurulabilir.
 İlerlemecilik Nedir?
    Demokratik ve sosyal hayatı geliştirmek eğitimin amacını oluşturur. Bu felsefeye göre öğretmen, problem çözmeye ve bilimsel araştırmacılara yol gösterici bir konumdadır. Değişme ve gelişim eğitimin vazgeçilmez özellikleri olmalıdır. Değişme, gerçeğin esasıdır. Eğitim sürekli bir gelişim içindedir. Eğitim birey hakkında sonuç odaklı kararlar vermeyi değil, süreci esas almalıdır. Yeni bilgi ve gelişmeler ışığında eğitim politikası ve yöntemleri paralel değişmelidir. Tecrübenin sürekli yeniden inşa edilmesi önemlidir. Böylece geçmişteki yaşantılar, gelecekteki davranışların daha doğru, daha iyi, daha güzele yönlendirilmesine yardım eder. Öğrenci merkezli bir görünümü vardır. İlerlemeciler, öğretimi öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına göre düzenleme eğilimindedirler. Daha çağdaş bir akımdır. Öğretmenin rehber olduğu bu akımda, okul yaşama hazırlık değil yaşamın kendisi olarak algılanır. Öğrencinin deneyim içinde öğrenmesi temel esastır.
    İlerlemecilik eğitim felsefesine göre, öğretmen problem çözme ve bilimsel araştırmalara yol gösterici konumdadır. Bilgi öğrenci tarafından yapılandırılır. Öğretimde problem çözme yöntemleri esas alınmalıdır. Okul yaşama hazırlıktan çok yaşamın kendisi olmalıdır. Öğrencilerin deneyimleri yoluyla bilgiyi özümsemesi İlerlemeciliğin en temel vurgusudur.
İlerlemecilik Eğitim Felsefesi Akımının Özellikleri
 Dayandığı Felsefe: Pragmatizm ve Varoluşçu                                                                           Eğitimin Amacı: Demokratik ve sosyal hayatı geliştirmek                                                           Eğitim Programlarının Odak Noktası: Öğrencilere pratik bilgi ve problem çözme becerisi kazandırmak amaçtır.                                                                                                                Öğretmenin Rolü: Öğrenci merkezli programlar, Hümanistik eğitim. Öğrenci merkezlidir. Öğretmenin görevi yönetmek değil, rehberlik etmektir. Öğretmen rehber, koç ve yönlendiricidir. Öğretmen problem çözme ve bilimsel araştırmalarda yol göstericidir.
İlerlemecilik Eğitim Felsefesinin Temel Özellikleri
1.      John Dewey en önemli temsilcisidir.
2.      Eğitim aktif ve çocuğun ilgilerine göre olmalıdır.
3.      Öğretimde problem çözme yöntemi esas alınmalıdır.
4.      Eğitim ya da okul öğrencilerini hayata hazırlamaktan çok, yaşamın ta kendisi olmalıdır.
5.      Öğretmenin görevi yönetmek değil, rehberlik etmektir.
6.      Okul öğrencileri yarıştırmaktan öte iş birliğine özendirmeli ve yöneltmelidir.
7.      Demokratik eğitim ortamı söz konusudur.
8.      Yaparak-yaşayarak öğrenme esastır.
9.      Yeni ilköğretim programları İlerlemecilik eğitim felsefesi akımına dayalı olarak hazırlanmıştır.
10.  Yapılandırmacı öğrenme kuramı temele alınmıştır.


Yeniden Kurmacılık nedir?
    Toplumu yeniden yapılandırmayı ve geliştirmeyi, değişim ve sosyal reform için eğitimi temele alır. Yeniden kurmacılıkta öğretmen, değişimin ve reformun temsilcisidir, araştırma yönetici ve bir proje başkanı gibi hareket eder, öğrencilerin problemlerin farkına varmalarına yardımcı olur. Yeniden Kurmacılık felsefesinin eğitim programlarındaki odak noktası, eğitimde fırsat eşitliğinin yeniden kavramsallaştırılmasıdır.
    Toplumda gerçek demokrasiyi yerleştirmek eğitimin amacı olarak kabul edilen akımda, öğrenci merkezli strateji-yöntem ve teknikler kullanılmaktadır. Akıma göre eğitim, yeni bir toplumsal düzen yaratmalıdır. Bunun için eğitime büyük bir önem atfedilmektedir. Yeniden Kurmacılık yeniliklerine en açık eğitim akımıdır.
Yeniden Kurmacılık Eğitim Felsefesinin Akımının Özellikleri
Dayandığı Felsefe: Pragmatizm, Varoluşçuluk                                                                           Eğitimin Amacı: Toplumu yeniden yapılandırmak ve gerçek demokrasiyi geliştirmektir. Eğitim Programlarının Odak Noktası: Eğitimde fırsat eşitliğinin yeniden kavramsallaşması ve işlevselleştirilmesi                                                                                                                    Öğretmenin Rolü: Öğretmen değişim ve reformun temsilcisidir.
Yeniden Kurmacılık Eğitim Felsefesinin Temel Özellikleri
1.      John Dewey, Isaac Bergson ve T. Brameld bu akımın temsilcilerindendir.
2.      Pragmatizmden ilham alan, İlerlemeciliğin bir devamı şeklindedir.
3.      Eğitim; toplumu yeniden yapılandırmada ve sosyal reformu gerçekleştirmede önemli bir araçtır.
4.      Toplumu değiştirmede temel sorumluluk okullardadır.
5.      Okulun toplumu değiştirme ve yeniden yapılandırma sorumluluğunu yerine getirecek olanlar da öğretmenlerdir.
6.      Bu akımın en önemli özelliği, eğitimin davranış bilimlerinin bulgularına dayalı olarak, yeniden inşa edileceğine inanılmasıdır.


    

Eğitim felsefesi Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu


15 Temmuz 2019 Pazartesi

EĞİTİM VE KÜLTÜR


EĞİTİM VE KÜLTÜR
     Eğitim ve kültürün ilişkisine girmeden önce kültürün tanımını yapmamız gerekir.
    Kültür bir topluluğun tüm yaşam biçiminin ifadesidir.
    Eğitim ise geniş anlamda kişiliğin gelişimi olarak ifade edilir. Okul, ev ve bunların dışında cereyan eden bir süreçtir. Başka bir deyimle eğitim, tüm topluluğun bir eylemidir. Yaşamayı öğrenme açısından bakılacak olursa eğitim, bir topluluğun aslında tüm yaşamıdır. (Ottaway, 1968, s. 7).
    Toplumlar gelenekselleşmiş yapılarını kültürel değerlerin yeni nesillere planlı ve programlı bir eğitim ve öğretim sayesinde aktarırlar. Eğitim ve öğretim birbirini bütünleyen aynı zamanda geliştiren ve kuşaklar arası köprü kuran iki kavramdır. İki kavram arasındaki denge ve uyum bozulduğu zaman sırasıyla birey, aile ve toplum arasındaki uyum da bozulur. Dolayısıyla eğitim ve kültürdeki yaşamsal olgu da etkilenir. Ailede başlayan yaşanılan toplumdaki değerler, kültürel bir simge olan dil yoluyla bireylere aktarılmak ve geliştirmek üzere eğitim kurumlarında devam eder.
    Gerçekte insanın olma biçimi yaşama biçimine bağlıdır. İnsan kültürü yaratır, kültür de insanı yaratır. Bu durum kültürleşme ile gerçekleşir. Kültürleşme, bireyin kendi kültürünü oluşturan düşünce eylem ve duygu biçimlerini özümsemesidir (Tezcan, 1997, s.16).
    Bireyi eğitebildiğimiz zaman karakterini de geliştiririz. Daha sonra toplum eğitimi gerçekleşir ve milli bireyler meydana gelir.

MİLLİ KÜLTÜR        EĞİTİM SİSTEMİNİN DÜZENLENMESİ       ÖĞRENCİLERİN YETENEKLERİ DOĞRULTUSUNDA EĞİTİLMELERİ   ➨   MESLEĞİNDE YETERLİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEK


10 Temmuz 2019 Çarşamba

ÖĞRENME



    Tekrar veya yaşantı sonucunda bireyin davranışlarında meydana gelen kalıcı değişiklere öğrenme denir. Bir davranışın öğrenilmesi için öncelikle yaşantı sonucu meydana gelmesi, kalıcı olması ve davranışta değişikliğe yol açması gerekir.
    Yaşantı ise bireyde davranış değişikliğine yol açan ve çevresi ile etkileşimi sonucu kazandığı deneyimlerin tümüdür.                                                                                                                                        
     Öğrenme sürecinin dört aşaması vardır;

    1) Giriş: Gelen bilgilerin duyu organları vasıtası ile algılanması ve beyne iletilmesidir.

    2) İşlem: Beyne iletilen bilginin kaydedilmesi, organize edilmesi, anlaşılması ve işleme konulup yorumlanmasıdır.

   3)Bellek (Depolama): Anlaşılan bilgi tekrar kullanılmak üzere depo edilir.

   4) Çıkış: Beynin bilgiyi kullanılmak üzere mesaj olarak hücrelere, kaslara, dil ya da motor etkinlik alanlarına göndermesi sürecidir.

    Örneğin;  Sınıfta öğretmenin sesi (işitsel uyarıcı), tahtada yazılı bir kelime ya da bir grafik (görsel uyarıcı) ilgili duyu organı  tarafından fark edilir ve duyusal bir kayıt oluşturulur. Bu kayıt kısa süreli belleğe ve oradan da organize edilerek depolanmak üzere uzun süreli belleğe gönderilir.
    Kısa süreli belleğin bilgiyi saklama süresi çok az olduğundan gelen uyarıcının seçici dikkatle kodlanması uzun süreli belleğe gönderilen bilginin depolanmasını ve geri çağrılmasını kolaylaştırır.

    Örneğin; Bir ders sırasında konu hakkında konuşan öğretmenin vurguladığı noktaları, konuyla ilgili önemli ipuçlarını seçici dikkatle algılamak veya ders çalışırken konuyla ilgili anahtar kavramları belirlemek bilginin organize edilmesini kolaylaştıracaktır.     
    Kısa süreli bellekteki bilgilerin uzun süreli belleğe geçmesi için bilginin çok iyi gruplanması ve  benzerlikleri ve anlam ilişkileri yönünden düzenlenmesi gerekir.

    Örneğin; Yeni edinilen bir bilgi ile eskiden sahip olduğunuz bilgi arasında bir ilişki kurmak, bu bilgiyi eskiden sahip olduğunuz bilgi şemasına eklemek veya yeni bir bilgi şeması oluşturmak bilgiyi gruplamaktır. Bir bilgi ne kadar çok başka bilgiyle ilişkilendirilirse, bilgiye ulaşma yolu da o kadar çok olur. Ulaşma yolu ne kadar çok olursa, o bilgi o kadar kolay hatırlanır.
    Bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe gönderilmesinde tekrar çok önemlidir. 

    Örneğin; Bir telefon numarasını ezberleyinceye kadar tekrar etme; bir konunun belli aralıklarla tekrar edilmesi. Özetle bilgileri hatırlayabilmemiz bilgilerin ne kadar iyi depolandığı ve ne kadar sık tekrar edildiğiyle doğru orantılıdır. Gruplama ve tekrarla uzun süreli belleğe kaydedilen bilgiler gerektiğinde kullanılmak üzere geri çağrılır. Buna hatırlama denir. Uzun süreli bellekte bilgiler kaybolmaz, ancak bilgi, uygun biçimde kodlanmamış ve uygun yere yerleştirilmemişse, geri getirmede zorluklarla karşılaşılır. Hatırlamamız için bellekte depolanmış bilgiye ulaşmamızı sağlayacak ipuçları gerekmektedir.


          BİLGİLER   DUYULAR ➨ Kısa süreli hafıza   Düzenli aralıklarla tekrar    Uzun süreli hafıza     ➨  Bilgileri yoklama    ÖĞRENME

                                                                                                            




ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Öğrenen İle İlgili Faktörler

Yöntemle İlgili Faktörler

Öğrenme Malzemesi İle İlgili Faktörler

    Türe Özgü Hazır oluş

    Öğrenilen Konunun Yapısı
    Algısal Ayırt Edilebilirlik

    Olgunlaşma

    Öğrenmeye Ayrılan Zaman

    Anlamsal Çağrışım
    Genel Uyarılmışlık Hali

    Geri bildirim

    Kavramsal Gruplandırma

    Güdü (Motivasyon)

    Katılım


    Öğrenmenin Aktarılması



    Dikkati odaklama



   
   

      Öğrenmeyi etkileyen faktörleri üç ana başlık altında toplayabiliriz;

      A. ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER: Öğrenen ile ilgili faktörler, öğrencinin iyi öğrenme yapabilmesi için sahip olması gereken özellikleri ifade eder. Bu faktörleri tek tek inceleyelim:
     1.Türe Özgü Hazır oluş: Organizmanın öğrenilecek davranışı öğrenebilmek için gerekli biyolojik donanıma sahip olmasıdır.
      Örneğin :İnsana uçmayı öğretemeyiz çünkü kanatları yoktur.
     2.Olgunlaşma: İnsan vücut organlarının görevlerini yerine getirmek için olgunlaşması gerekir.
      Örneğin :3 aylık bir bebek yürümek için gerekli olgunluğa erişmediği için yürüyemez.
     3.Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı Düzeyi: Bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma derecesidir. Bireyin kaygı düzeyi, uykululuk, açlık durumu, ısı, ışık, gürültü gibi çevresel etkenlerde uyarılmışlık düzeyini etkiler.
    4.Güdü (Motivasyon): Organizmayı harekete geçiren güçtür. Güdülerin kaynağı ihtiyaçlarımız, sonucu ise davranışlarımızdır.
   
    

      Güdüler kendi içlerinde birincil güdüler ve ikincil güdüler olmak üzere ikiye ayrılır.
Birincil güdüler, biyolojik dengeyi sağlayan (açlık, susuzluk, cinsellik gibi) dürtülerle ilişkilidir.
İkincil güdüler, (Başarılı olma, beğenilme, takdir edilme gibi) doğuştan getirilmeyip sonradan öğrenilmiştir.
     Güdüler, güdü kaynağının bireye göre bulunduğu yer açısından içsel güdüler ve dışsal güdüler olarak ikiye ayılır.
        1.İçsel güdülerde, güdülenmenin kaynağı yani bireyi davranışa iten güç yine bireyin kendisindedir. Bu nedenle bütün birincil güdüler, aynı zamanda içsel güdüdür. Ayrıca merak, isteklilik, başarma arzusu, estetik gibi ihtiyaçlar da içsel güdüler arasında yer alır.
       2.Dışsal güdülerde, güdülenmenin kaynağı, bireyin içinde yaşadığı çevredir. Sınavlarda yüksek not alma, öğretmenin beğenisini kazanma, statü elde etme dışsal güdülere örnek verilebilir.


      DÜRTÜ ise organizmanın biyolojik olarak dengede kalmasını sağlayan, fizyolojik ihtiyaç alanlarıdır. Açlık, susuzluk, uyku, ısı dengesinin korunması gibi dürtülerimizin yaşamsal önemi var iken, sevilme, üstünlük gibi dürtülerimizin yaşamsal önemi yoktur. Ancak ister yaşamsal öneme sahip olsun, ister olmasın bu dürtülerden herhangi birine ilişkin ihtiyaç hali karşılanmazsa organizmanın denge durumu bozulmaktadır.
    

Dürtü ile güdü arasındaki fark ise dürtü organizmanın bir ihtiyacı olduğunu fark etmesi, güdü ise organizmanın bu ihtiyacı karşılamak için davranış göstermesidir. Örneğin :Acıkmak bir dürtüdür; yemek yemek ise güdüdür.


 5.Öğrenmenin Aktarılması (Eski Yaşantılar):           
      a. Olumlu Aktarım (Pozitif Transfer): Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini kolaylaştırmasıdır. Matematik dersinin yazılı sınavına çok çalışan Zeynep, özel bir çaba göstermediği halde Fen ve Teknoloji dersinin sınavından da yüksek puan almıştır.
     b. Olumsuz Aktarım (Negatif Transfer): Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini zorlaştırmasıdır. Düz vites araç kullanan birisinin, otomatik vites araç kullanmakta zorluk yaşaması buna örnek verilebilir.
    c. Ket Vurma: Gerçekleştirdiğimiz bir öğrenmenin, kendinden önceki ya da sonraki öğrenmeleri unutturmasıdır.

6.Dikkati Odaklama (Konsantrasyon) İnsan çevresinde birçok uyarıcı vardır ve hepsine odaklanamaz .Bu nedenle birey istediği bir uyarıcıya yoğunlaşır bilince aktarır. İşte bu güce dikkat denir. Sınavın önemli olduğunu düşünen bir öğrencinin derste öğretmenini can kulağı ile dinlemesi örnek verilebilir.

      B. ÖĞRENMENİN YÖNTEMİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER: Öğrenmeyi etkileyen faktörlerin bir diğeri ise öğrenmenin yöntemi ile ilgili faktörlerdir. Bu faktörleri başlıklar halinde sıralarsak;
      I. Öğrenilen Konunun Yapısı: Öğrenilen konunun yapısına göre öğrenme yöntemleri, parçalara bölerek çalışma ve bütün halinde çalışma olarak ikiye ayrılabilir. Hangisinin uygulanacağı ele alınan konuya göre değişmektedir.
      II. Öğrenmeye Ayrılan Zaman: Öğrencilerin çalışmaya ayırdıkları süreyi bildiren bir yöntem olarak aralıklı çalışma ve toplu çalışma olmak üzere ikiye ayrılır.
     Toplu çalışma, sınavdan hemen önce ya da bir-iki gün önce konuların çalışılmasıdır. Toplu çalışma sınav yaklaştığında yapıldığından öğrenme için gereken güdülenmeyi sağlayabilir. Ayrıca bazen, bilgiler sınava çok yakın tekrar edildiği ya da öğrenildiği için sınav sırasında hatırlamanın kolay olmasını, böylece sınavda başarılı olunmasını sağlayabilir. Ancak bu şekilde çalışmak her öğrenci için uygun olmadığı gibi uzun vadede kalıcı bir öğrenme için de uygun değildir.
     Düzenli aralıklarla çalışmak kalıcı ve uzun süreli öğrenmeler ayrıca çalışma aralarında dinlenmeler daha verimli olacaktır.
     III. Geri bildirim (Dönüt), Konunun öğretimi sürecinde düzenli ve sık bir şekilde geri bildirimler verilmelidir. Çünkü geri bildirimler, öğrencinin konuyu ne kadar öğrendiğini tespit eder.
     IV. Öğrenci-Öğretmen Etkinliği (Etkin Katılım), Etkili öğrenmede öğreten kadar öğreneninde sürecin içinde etkin olması gerekir. Öğrenen ne kadar etkin olursa öğrenmesi de fazlalaşır.

      C. ÖĞRENME MALZEMESİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER: Öğrenmenin malzemesi öğrenme sürecini doğrudan etkiler.
      I. Algısal Ayırt Edilebilirlik, Öğrenme malzemesinin farkındalığını artırmak için çevredeki diğer uyarıcılardan ayırt edilebilecek özelliklerinin olması gerekir.
     Örneğin, Okuduğunuz bir kitapta hakim olan temel yazı tipinin yanı sıra, başlıklar koyu ve pembe olarak, temel yazı tipinin içindeki önemli yerler ise farklı bir karakterle yazılmışsa bu farklı olan uyarıcılar diğerlerine göre daha rahat algılanmaktadır.
      II. Anlamsal Çağrışım, Öğrenenin hafızasındaki diğer kelimelerle bağlantısı olmayan kelimelerin öğrenilmesi zor olur ve unutulur. Bu özelliği öğrenmede transfer ile bağdaştırmak mümkündür. Anlamsal çağrışım dizileri çoğaldıkça, yani bir kavram diğer bir kavramı, o kavram da başka bir kavramı, vb. çağrıştırdıkça, öğrenme ihtimali  artar.
     III. Kavramsal Gruplandırma (Kavram haritası), Bir konunun içerisinde yer alan alt başlıkların sıraya dizilmesiyle oluşturulan, iki boyutlu, bağlantıları içeren şemalardır. Kavram haritaları bilginin zihinde somut ve görsel bir şekilde düzenlenmesini ve öğrenilmesini sağlar. Kavramların arasındaki ilişkiler ortaya çıkar.